El-Mübdi Esması İle Hakka Münacat Yarattığın her varlığı nakış-nakış donatansın. Yarabbi... Hiç bir şey yok iken sen vardın, Seninle başlar zaman ve mekan... Yarattıklarının yokken hiç bir modeli, ilki senindir her şeyin; Modelsiz, Şekil verdi eşyaya kudretinin eli... Her şeyin bir maddesi var biz kulların için, Verip idraki insana, hikmetini aratansın, el-Mübdi sensin İlahi, Biliriz ki demirin cevheri var toprakta, Araştırıp buluruz, rengi yeşildir niçin; Hangi maddeler geçmiş içice bir yaprakta?.. Biliriz çamur olur karışırsa suyla toprak, Toprağa dikilen dal, yeşerir yaprak yaprak... Tahlil edip görürüz kandaki plazmayı, Başka şeyler de vardır gidilirse derine. Ağaç ve grafitten kalem ile yazmayı Beceririz selüloz kağıdın üzerine... Nedir kanda antikor, kağıttaki selüloz? Kapatır ufkumuzu aklımıza sinen toz... Düşüncemiz, düşlerin yandığı yerde tüter, Aklımızın takati, erdiği yerde biter... Yok iken hiç bir madde, Yok iken hiç bir model, Senindir her nesneye şekil veren ulu el... Hikmetindeki sırrı bizlere aratan sen, Yarabbi, her nesneyi iptida yaratan sen... Senin halkettiğinden yapıyorsak bir şeyler, Senin sonsuz gücüne kulların gücü neyler?.. Yarattığın maddeye vermek isterken şekil, Yine sendendir kerem, yine sensin el-Vekil... Bilmeyiz beynimizin içinde ne sır saklı, Salarız enginlere beynimizdeki aklı... Senden olamaz asla gizlimiz ve saklımız, Neye benzer, dirheme vurulur mu aklımız?.. Bunları düşünmeye aklı veren de sensin, Mübdi'sin, alemleri iptida halkedensin...