Gerçektir ulûhiyyetin, sensin elbet zât-ı mutlak. Kabul eyler varlığını, senin lütfettiğin idrâk, Senden özge ilâh yoktur, âlemlerin Rabbi sensin; Yaratan sen, kulluk sana; yâ İlâhî sensin el-Hak... Yârabbi... Fânidir cümle varlık, Varlığı hak olan sensin. Her varlığın bir sonu var, Her dem zât-ı mutlak sensin... Doğar ve zevale erer yarattığın güneş, Dağılır zerre zerre vakti gelince yıldız. Değişmez varlığın senin, Hep var olan sensin yalnız... Her nesnenin, her canlının ömrü vardır, Hükümleri ömürleri kadardır... Ebedî olan sensin, Ve sensin ezelî... Senin Hak olan varlığın Celâl ile, ilim ile, izzetle bezeli. Ta'zîm eder yarattığın zerreler, Tesbîh eder devrederken kürreler, Kendisini yaratan o zât-ı lem-yezeli... Ebediyyen zail olmaz kudretin, Her varlığa nüfuz eder hikmetin, Yarattığın küçük-büyük âlemler, Zamanları geldikçe yok olur birer birer... Var olan sensin İlâhî, ezelden ebede dek, Kurur pınar, solar yaylada çiçek, Bir sebep halkedersin varlığa zeval olur, Göçüp gider insanlar, varlığı hayâl olur. Fânidir cümle varlık, Hayâldir cümle gerçek, Gerçek olan sensin Yârab, sensin tek... Tek sensin İlâhî, Ebediyyen hiç bir vasfı zail olmayacak, Sensin gerçek olan varlık, Senin adındır el-Hak...