El-Cami Esması İle Hakka Münacat Sanadır cümle övgüler, senindir en yüce erdem, Toplayıp ahenk içinde, yaşatırsın kulu her dem, Yarabbi... Toplayansın yüce erdemleri ulu zatında, Sen her kusurdan münezzeh, Nezahat senin cümle sıfatında... Toplayıp düzen içinde Görülmeyen zerreleri, Cümle erilmezlikleri toplarsın ulu zatında; el-Cami'sin, kıyamette kullarını edensin cem'... Zerrelerden halkedensin akıl almaz kürreleri... Hem sevabı, hem günahı, Ayn ayrı cem'edersin, Toplar cümle zamanları, bir küçücük dem edersin.. Çekmek için kullarını hesaba, Gelmiş geçmiş ve varlığı silinmiş ervahı, Toplar da huzurunda çekersin suale. Tartarsın sevabı, tartarsın günahı, Çarparsın en zorlu azaba. Yarab düşürme bizleri orada bu hale... Ulu zatında bunca yüce vasfı Ulu hikmetinle topladığın gibi, Toplarsın kullarını mahşerde huzuruna, Kurumuş, boynu bükülmüş bir demet başak gibi... Şerha şerha yarılır Bağrımız, tabanımız, Anlayan anlar nihayet, hükmeden sensin yalnız... Bir zerre zayi olmaz Günahından, sevabından, Gizlenemez hiç bir şey senin ince hesabından. İsyanını kemend edersin kullarının, Cümle büyük laflarını ağzına gem edersin. Yaşadığı, kendince onca uzun ömrü, Gözlerinin önünde bir anlık dem edersin. Sensin el-Cami' İlahi, Bu dünyada dağılsak da, kıyamette cem'edersin