El-Batın Esması İle Hakka Münacat Algılayamaz beş duyu, tasavvur edemez idrak, Ey görünen-görünmeyen alemlere hükmeden hak! Gönül gözüyle görene, aşikarsın her nesnede; Ey el-Batın, ulu zatın her tür keyfiyetten ırak... Yarabbi... Münezzehtir her kusurdan ulu zatın, Mübarek ve müşerreftir elbette cümle sıfatın. Bilinen duyularla bilinmez mahiyetin, Aşikar olsan da, ridasındasın hikmetin; Sana delil olur ancak yarattığın kainatın.. Senin yüce sıfatların vasfedilmez sözler ile, Kimseler görebilemez zatını şu gözler ile.... Elbet kördür kainatta kudretini görmeyen göz, Elbet birer kuru laftır masivanda söylenen söz. Nimeti beklenen sensin, rahmeti gözlenen sensin, Sensin her şeyde var olan İlahİ, Yarattığın her nesnede gizlenen sensin... Yakınsın bizlere şahdamarımızdan, Sensin her şeyi kuşatan, her şeyde var olan... Algılayamaz aklımız keyfiyetini, Farkeder mi bir zerre, içinde olduğu bütünü? Her şey senin eserin, sen ey ulu sanatkar, Elbette sanatında, eserinde özün var... Tabiattaki ahenk, Tavus tüyündeki renk, Elbet senin erilmez ve anlaşılmaz sanatın, Sensin dize veren takat, Sensin veren göze nuru, Sensin tükenmeyen kudret, sensin bitmez şefkat, Sensin gönlümüze veren huzuru... Ey sevgili, bize bizden yakınken, Sonsuz muhabbetinle hep özlenensin. Sen ki yarattığın kalbin her zerresine, Sevda sevda, nakış nakış gizlenensin... Sensin özünde gizlenen sonsuz kainatın, Sensin İlah, sensin el-Batın...