Yârabbi kulluk sanadır, inandım ki İlâh sensin, Esirgeyensin kulunu, her belâdan felah sensin, Yârab senin gazabından yine sığınırız sana; Sığınacak liman sende, güman sende, penâh sensin!. Yârabbi!.. Yoktur sana müphemiyet, herşey sana ayandır. Gönülden gelen bir ses bu, Samimi bir beyândır... Hayat binbir âvâz ile Seyreden bir garip şarkı; Tıkandık vuslat sesinde, Yârab, bu ne tiz meyândır... Nefsimiz bir yanda, İblis bir yanda, Bir çizgi var aramızda can gibi; O yanda mıyız, buyanda mıyız?.. Yan yanayız yangınlarla gün boyu, Yâ İlâhî yakma bizi nârınla, Nurunla yandır!.. Gözümüzde küfrün kadife tülü; Yârab, koyma bizi bize, Gaflet uykusundan kalbi uyandır!.. Sana gelen yollar tozdur-dumandır; Kalmadı Yârabbi dayanacak güç, Ekmeğimiz taştır, suyumuz kandır... Yok ise bir hükmü al aklımızı, Bizi vuslat günümüze inandır. Hangi elimizde amel defteri? Durduğumuz ârâf hangi mekândır? Uzaklarda değil ölüm meleği; Eledik unları, astık eleği, Yalnız sensin gönlümüzün dileği, Kasırgalar kavuruyor feleği, Belli ki âhir zemandır... "Dön" emrinle herşey dönecek sana, Titriyor her zerrem Allah dedikçe; Bu an, o andır... Rahmeyle fakire, al elim Yârab! Bir ömür sonunda elimde kalan; Allah diyen bir dil, bir kuru candır...