Yârabbi senden dileriz, yüce lûtfunla hidâyet, İsmindir her işin önü, evveline yok bidayet, Son mercî sensin İlâhî, yoktur varlığının sonu: el-Âhir'sin, âhiriyyetine yoktur nihayet... Yârabbi... Yoktu senden önce olan, Yoktur senden öte konu, Evvelin gibi sonsuzdur âhirin de Yârab, Yoktur ebediyyen ulu varlığının sonu... Ezel senindi İlâhî, senindir ebed, Senin için söz konusu değil asla darlık, Sensin hiç sonu olmayan, Sonsuza hükmeden varlık. Biz garip kulların sonu verdiğin can telindedir, Yârab, evvelimiz gibi âhirimiz de elindedir... Yarattığın cümle varlık Verdiğin ömürle kâim, Sensin sonu olmayan güç, sensin olan dâim... Bilirsin encamımızı, rahmedensin bizlere sen, Lûtfeyle Yâ İlâhî, Kolaylaştır şu hayatı, işimizi eyle esen... Yarattığın görünen ve görünmeyen âlemlerin, Bizim için sırrı öylesine derin, Öylesine müphem ki İlâhî, İznin olmazsa aşikâr âlemini dahi Göremeyiz... Erdirmek istediğin uzaklara ereriz de, İstemediğin yakına asla eremeyiz... Yarattığın her nesnenin Bir ömrü ve bir sonu var. Yapraktaki yeşil tırtıl, Kelebek olur da ölüme uçar... Yârabbi bizleri bırakma nâçar, Bizlere merhamet eyle, kerem kıl; İlâhî sırrı çözmeye yeter mi akıl?.. Ey âhiri olmayan sonsuz ve ebedî kudret, Bağışla günâhımızı, hatamızı affet!.. Merhametine sığındık, sen bağışla bizi; El-Âhir'sin, mâmur eyle âhiretimizi...