Ebu Ali Dekkak

Konusu 'Eğitim Konuları' forumundadır ve Adile tarafından 19 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Ebu Ali Dekkâk Büyük velîlerden.
    İsmi Hasan bin Muhammed,
    künyesi Ebû Ali Dekkâk'tır.
    Nişâbur'da doğdu.
    Doğum târihi bilinmemektedir.
    1014 (H.405) senesi Zilkâde ayında Nişabur'da vefât etmiştir.

    Zamânındaki birçok âlim vede evliyânın ders ve sohbetlerinde bulundu. Fıkıh, tefsîr, hadîs ve başka ilimlerde yükseldi. Özellikle Ebü'l-Kâsım Nasrabâdî'nin feyz ve bereketleriyle kemâle gelip olgunlaştı.

    İcâzet, diploma aldı. Tasavvuftaki hoca silsilesi; Ebü'l-Kâsım Nasrabâdî, İmâm-ı Şiblî, Cüneyd-i Bağdâdî, Sırrî-yi Sekatî, Ma'rûf-ı Kerhî, Dâvûd-i Tâî, Ferkad-üs-Sencî, Hasan-ı Basrî, Enes bin Mâlik hazretleridir [rahmetullahi aleyhim]. İnsanlara ilim ve edeb öğretip çok talebe yetiştirdi.
    İmâm-ı Kuşeyrî hazretleri, talebelerinin en önde gelenlerinden olup, aynı zamanda dâmâdıydı.

    SÖZLERİ ÇOK TESİRLİYDİ!.

    Bu mübarek zat, her yıl bir memlekete giderek, orada bulunan insanlara vaaz ve nasihat eder, sonra Nişâbûr’a geri dönerdi. Allahü teâlânın muhabbeti ile yanan âşıklardan idi. Fıkıh, tefsîr, hadîs ve diğer ilimlerde âlim, sözleri kalblere te’sîr eden kerâmet sahibi çok büyük bir velî idi.

    Buyurdu ki:
    “Kendiliğinden yetişmiş ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Ben bu anlattıklarımı hocam Nasrabâdî’den öğrendim. O Şiblî’den, o da Cüneyd-i Bağdadî’den öğrendi (rahmetullahi aleyhim). Bizim büyüklerimize olan hürmet ve ta’zimimiz o kadar fazla idi ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim.”

    “Cehennem korkusu veya Cennet arzusu ile tövbe etmek mümkün değildir. Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 222. âyet-i kerîmesinde meâlen, (Muhakkak ki Allahü teâlâ tövbe edenleri sever) buyuruyor. Burada bildirilen sevgiye kavuşmak için, tövbe etmelidir.”

    “Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma vahyedip, “Beni taleb eden birisini gördüğün zaman, ona hizmetçi ol” buyurmuştur.”

    “Büyüklerin huzûrundan kovulmayı icâb ettiren şey, edebi terk etmektir.”

    “İnsanların giydiklerini giy, yediklerini ye, fakat kalben onlardan ayrı ol.”

    “Kalbi kırık, hüzün sahibi olanlar, hüzünlü olmayanların senelerce katedemedikleri, Allahü teâlâya giden yolu bir ayda katederler. Peygamber efendimiz (s.a.v) “Allahü teâlâ, kalbi hüzün içinde olan bütün kullarını sever” buyurdu.