Düşmandan Kurtulmak İçin Dua Zeyd b. Haris (r.a.) Mekke'den Taife giderken yolda münafığın biri kendine arkadaş olur, ta ki bir harabeye varırlar. Münafık: "Gel, biraz şu harabede istirahat edelim" der. Ve birlikte harabeye girerler. Hz. Zeyd uykuya varır. Bu hali gören münafık, Hz. Zeyd'in ellerini ve ayaklarını bağlar ve: "Muhammed (s.a.v.), seni severse, ben onu sevmem" deyip öldürmeye niyetlenir. Bu durumu gören Zeyd (r.a.): "Ey Rahman olan Allah 'ım, bana meded eyle" diye Cenab-ı Hakk'a münacaatta bulunur. O anda gaibden bir ses gelir ve şöyle der: "Ey münafık, sakın onu öldürme." Münafık, harabeden dışarı çıkıp etrafa bakınır Kimseyi göremeyince, tekrar öldürmeye niyetlenir. Evvelki gibi münafığa gelen yine korkunç ses, "Ey münafık, sakın öldürmeyesin." Tekrar münafık dışarıya çıkar, yine kimseyi göremez. Tekrar öldürmeye niyetlenir. O anda evvelkilerinden daha yakından gelen çok şiddetli ve korkunç bir ses: "Ey münafık, sakın Zeyd'i öldürmeyesin." Münafık tekrar dışarı çıkar. Bir de ne görsün, kapıda tam techizatlı bir süvari. Şaşkınlığı geçmeden bir darbede süvari tarafından öldürülür. Süvari, Zeyd (r.a.)'in yanına girip ellerini ve ayaklarını çözer. Zeyd (r.a): "Sen kimsin, beni münafığın elinden niçin kurtardın?" der. Cevaben o kimse: "Ben Cebrail'im. Sen Hak Teala'ya duada bulunduğunda, ben yedinci kat semada idim. Cenabı Hak tarafından bana: "Kulum Zeyd'e yetiş" diye nida olundu, orada yedinci kat semada, münafığa bir sayha ettim. İkinci sayhayı dünya semasında ettim. Üçüncü sayhayı bu harebenin yanında ettim ve münafığı öldürdüm." buyurdular. * Rivayet edildiğine göre: Firavun ilahlık davasında bulunmadan evvel bir köşk yaptırıp, giriş kapısı üzerine Allah (c.c.)'ın ismini yazdırdı. Nihayet ilahlık davasında bulunmaya başladı. Musa (a.s.) gönderildi. Firavunu imana davet etti. Onda iman edecek bir hal göremeyen Musa (a.s.) Allah Teala'ya şöyle niyaz etti: "Yâ Rabbi, bunda iman edecek bir hal göremiyorum. Yine de senin birliğine davet edeyim mi? Cenab-ı Ecelli Ala: "Yâ Mûsâ, sen onun küfrüne bakıp helak olmasını istiyorsun. Ben ise kapının üzerinde yazılı olan ism-i celalime bakıp ona mühlet veriyorum," buyurdu.