Hayat çok güzeldir, yeter ki biz ona güler yüzle karşılık verelim. Yarın ve daha sonraki bütün günler sizin gününüz olsun. Kendinizi daha çok sevin, insanları, dostlarınızı ve ailenizi de. Değerinizi bilmeyenleri umursamayın. Soğuk bir kış günüydü. Kendini zar zor ikna ederek yataktan kalktı, çay koydu ve kahvaltı hazırladı. Kafasında onlarca soru vardı ve neredeyse hepsi "nedenle" başlıyordu. Daha sonra kendini o kızla kıyaslamaya başladı. Sahi; o kız daha mı güzeldi, ya da daha akıllı, belki de onu daha çok seviyordu. “Yok canım!” diye mırıldandı, daha çok sevmesi mümkün değildi. Yaşadıkları güzel günler geldi aklına; gözleri doldu. Saate baktığında okuluna geç kalmak üzere olduğunu anladı. Hayatı ne kadar kötü giderse gitsin, bunu öğrencilerine yansıtma malıydı.Aceleyle hazırlanıp okula gitti ve birkaç öğrencisi okula gelmişti bile. Hâlbuki daha önceleri en önce kendisi gelirdi okula. Öğrencileri sevinçle mutlulukla öğretmenlerine sarıldılar. Her sabah olurdu bu merasim, öğrenciler sınıfa gelince ilkönce öğretmenlerine sarılır, hal hatır sorar, daha sonra oyuncaklarla oynamaya başlarlardı. Kendisiyse keyifle oyun oynayan öğrencilerini izlerdi. Bu sabah da aynı şeyleri yapacaktı. Öğrencilerini izlerken sınıfın en küçük öğrencisi Mert koşarak yanına geldi: “Öğretmenim sana bir şey sorabilir miyim?” dedi heyecanla. - Tabiki sorabilirsin Mert. - Öğretmenim bir daha dünyaya gelseniz, ne olmak isterdiniz? Biraz düşündü, gülümsedi ve: - Sanırım balık olmak isterdim, peki ya sen? - Ben, Süpermen olmak isterdim; herhâlde bir kuş, aslında baba olmak da isterim. - Ne güzel, belki dünyaya yeniden gelmeden de Süpermen olabilirsin, mesela biraz daha büyüyünce. - Evet, bende öyle düşünmüştüm zaten. Bu yüzden her gün süt içiyorum, yoğurt yiyorum. dedi ve arkadaşlarının arasına dönüp oyun oynamaya devam ettî. O günü her zamanki gibi neşe içinde devam ettirdi, öğrencilerine yeni bilgiler öğretti ve mutlu, huzurlu olarak evine döndü. Ama öğrencisinin sorduğu soru aklına takılmıştı. Dünyaya yeniden gelse ne olmak isterdi ya da ne yapmak isterdi? Uzun uzun düşündü bu soru üzerine; eline bir kağıt aldı ve üstüne kocaman “DÜNYA YA YENİDEN GELSEM” yazdı. Altınaysa geçmişte yaptığı birçok hatayı yazdı. Örneğin uğruna o kadar çok acı çektiği adamla hiç tanışmazdı, kendini daha çok geliştirirdi, birden çok dil öğrenir, daha çok kitap okur, daha çok gezer ve daha çok film izlerdi. İnsanları daha az kafaya takardı belki de. Sonra düşündü; “yarın neden tekrar dünyaya gelmeyeyim ki?” dedi. Hiçbir zaman çok geç değildi, hayata yeniden başlamak için… Hepimiz zaman zaman hayattan çok bunalırız. Sorunlarımız, omuzlarımıza bir yük gibi ağır gelir; ama ne olursa olsun, her yeni gün yeni bir doğuş demektir. Güneş, her sabah bizler için yeniden doğar. Hayat bir çocuğun gözlerine gizlenîr ve(Merhaba)der. Rüzgâr bizim için eser, yağmurlar bizim için şarkı söyler. Umutsuzluk denen bataktan kurtulup hayatı dinlemeyi öğrenirsek, aslında her şeyin bizim için olduğunu farkına varırız. Hayat güzeldir, yeter ki biz ona güler yüzle karşılık verelim. Yarın ve daha sonraki bütün günler sizin gününüz olsun. Kendinizi daha çok sevin, insanları, dostlarınızı ve ailenizi de. Kıymetinizi bilmeyenleri umursamayın…