Dünya Aids Günü İlgili Yazı 1 Aralık günü ve devam eden günlerin de hafta boyunca AİDS hastalığının ele alındığı gündür. Böyle bir günün yapılmasındaki amaç, toplumu bu hastalığa karşı bilinçlendirmek ve önlem almaya yönelik teşvikte bulunmaktır. 1988 yılında yapılan uluslar arası konferansla Dünya AIDS Günü ilk kez ilan edildi. 1995 yılında ABD, Dünya AIDS Günü'nü resmi olarak tanımış ve ardından diğer ülkelerde de resmiyet kazanmaya başlanmıştır. AIDS, Acquired Immuno Deficiency Syndrome kelimelerinin kısaltmasıdır. Türkçe karşılığı olarak ta ‘Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu' anlamına gelir. İlk AIDS tanısı 1981 yılında ABD'de ortaya çıkmış ve o tarihten beri tüm dünya için bir sağlık sorunu haline gelmiştir. HIV virüsü, insan vücudundaki bağışıklık sistemini etkisiz hale getirir. Yani vücudun mikroplarla savaşacak gücünün kalmaması demektir. En basit hastalıkta bile ölümle sonuçlanacak hale gelmesi demektir. HIV virüsü kapmış bir insanın iyileşmesi mümkün değildir, ancak bir takım ilaçlar kullanılarak virüslerin çoğalması engellenebilir. Bu da hastaya kısa bir dönem yaşama şansı verir. AIDS hastalığı NASIL BULAŞIR? Cinsel birleşme, yapılan kan transferi, doku ve organ nakli, tıraş bıçağı, diş fırçası ve enjektör ile olmaktadır. Sterilize edilmemiş makas, iğne, manikür pedikür için kullanılan kesici aletler de her zaman risk taşır. Hamile olan bir kadın da AİDS hastalığı varsa ya da hamilelik esnasında bulaşmışsa, bu virüs bebeğe de bulaşıyor. Bunun haricinde, AİDS hastası biriyle kucaklaşmak, tokalaşmak hastalık riskini taşımıyor. AIDS belirtileri nelerdir? Sebebi açıklanamayan aşırı derecede yorgunluk, diyet yapılmaksızın ani verilen kilolar, ateş yükselmesi, aşırı terleme, salgı bezlerinin şişmesi( boğazda, koltuk altında bulunan lenf bezlerinin şişmesi), ishal kuru öksürük gibi belirtileri bulunmaktadır. AIDS hastalığından korunmak için neler yapılabilir? Sperm, vajina akıntısı, kan gibi sıvıların vücut ile temasına engel olmak, cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmak, başkasına ait enjektörü kesinlikle kullanmamak gibi önlemler alınabilir. AIDS hastalığı nedeniyle 1981 yılından 2007 yılına kadar 25 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. Ve yine 2007 yılında yapılan istatistikî araştırmalar göre 33 milyon kişide AİDS hastalığı saptanmıştır. AIDS, dünyanın en yıkıcı hastalıklarından biridir. 1980'li yıllarda ortaya çıkan bu hastalığın kökeni, Afrikalılar veya Haitililer olarak biliniyordu. Ancak hastalık Avrupa ve Amerika'da da görülmeye başlanınca küresel bir sorun olarak ele alınmaya başlandı. Dünya AIDS Günü'nde takılan kırmızı kurdele, hastaların küresel sembolüdür. Dünya AİDS Günü Kısaca “AİDS” olarak bilinen hastalığın Türkçe açılımı “Edinsel Bağışıklıktan Yoksunluk Sendromu”dur. AİDS, vücudun bağışıklık sistemini çökerten, bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalığa neden olan virüse HIV (insan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) adı verilir. HIV virüsü, insanın bağışıklık sisteminin içine yerleşerek bağışıklık sistemini zayıflatıp insanın hastalanmasına neden olur. Her ne kadar önlemler alınsa da AİDS hastalığının dünyada olduğu gibi yurdumuz için de daha uzun yıllar sorun olacağı düşünülmektedir. Bir enfeksiyon hastalığı olan HIV-AİDS hastalığı, alınacak tedbirlerle önlenebilir bir hastalıktır. Korunmayı öğrenmek ve uygulamak, tedavisi çok pahalı olan bu hastalıktan daha ekonomiktir. Toplum tarafından dışlanma, işini ve çevresini kaybetme korkusu, okulda normal eğitim görememe kaygıları, AİDS hastalarının kendilerini gizleme nedenlerinin başında gelmektedir. Bu korku, tedavinin gecikmesine neden olmaktadır. Yapmamız gereken, AİDS hastalığına yakalanan insanları dışlamadan onlarla birlikte yaşayarak bu hastalığa karşı mücadele etmektir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her yıl 1 Aralık gününün “Dünya AİDS Günü” olarak kutlanmasına karar vermiştir. Yurdumuzda da aynı gün, Dünya AİDS Günü olarak kutlanmaktadır. Haftanın amacı; insanların AİDS hastalığına karşı duyarlı olmasını sağlamak ve korunma yollarını, mücadele yöntemlerini öğrenmeleri için çalışmalar yapmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için bilboardlarda AİDS ile ilgili afişler sergilenir, Televizyonlarda AİDS ile ilgili kısa filmler oynatılır, gazete ve dergilerde yazı ve afişler yayınlanır. Okullarda öğrencilere AİDS hastalığını tanıtıcı, hastalıktan korunma yollarını öğretici, hastalığın nasıl bulaştığı ve nasıl bulaşmadığı hakkında bilgilendirici toplantılar yapılır. Bütün bu çalışmaların yanı sıra öğretmenlere, anne ve babalara çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Öğrencilerin hastalığın bulaşma yollarını bilmeleri, bunlardan korunmak için neler yapmaları gerektiğini öğrenmeleri için bilgilendirici yazıları okumaları, eğitici filmleri izlemeleri gerekmektedir. Hastalığın yayılma riskini azaltmak için bilgilendirme yazılarını ergenlik aönemindeki çocuklara okutup filmlerini izletmeliyiz. Bu kaynakların cinsel bilgiler içermesi, bunları çocuklarımızdan uzak tutmamıza neden olmamalıdır. Çocukların cinselliği kulaktan dolma, yalan yanlış, gizlice çevreden öğrendikleri için başları derde gireceğine ciddi, güvenilir ve doğru kaynakları çocuklarımıza sunmak, en doğru yoldur. Tedavisine geç kalınan hastalıklar, ölümcül tehlikeler doğurabilir, AİDS de dahil olmak üzere hastalıktan değil, geç kalmaktan korkmalıyız.
