Duhan suresinin meali

Konusu 'Dua hazinesi' forumundadır ve Adile tarafından 29 Ocak 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Duhan Suresinin Manası

    -Ya Muhammed, Hayy ve Kayyûm hakkı için, hak ve batıl arasını ayırt edici Kur'an hakkı için.
    -Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Onunla küffarı korkuturuz.
    -O gecede gelecek senenin o gecesine kadar her hüküm olunmuş işler ayırt edilir.
    -Bizim katımızdan sadır olan Peygamberler göndeririz.
    -Bu Rabbin tarafından bir rahmet olmak üzere... O işitir ve bilir.
    -O, semaların, yerin ve onların arasındaki şeylerin Rabbidir. Eğer inanırsanız böyle bilin.
    -O'ndan başka ilah yoktur. Diriltir ve öldürür. Sizin ve evvelki babalarınızın Rabbidir.
    -Belki kafirler şek ve şüphede olup oynarlar.
    -Sen semadan aşikar bir duman geldiği günü
    bekle!
    -O duman insanları kapladıkda, derler ki bu bize acıklı bir azaptır.
    -O vakit; Ya Rabbi, bu azabı bizden kaldır, iman ederiz, derler.
    -Onlarda düşünmek nerede, kendilerine açık sözlü bir Peygamber gelmişti.
    -Sonra ondan da yüz çevirip, "öğrenmiş mecnundur" dediler.
    -Biz azabı az bir şey kaldırsak, siz küfre dönersiniz.
    - Ulu bir hışımla onları yakalıyacağımız gün, onlardan intikam alırız.
    -Onlardan evvel firavunun kavmini imtihan ettik ve onlara değerli bir Peygamber gelmişti. (Hz. Musa)
    -Allah'ın kullarını bana verin. Çünkü ben size gönderilmiş emin bir peygamberim.
    -Allah'a karşı yücelik taslamayın. Çünkü ben size bir burhan (mucize) getiriyorum.
    -Muhakkak ben, beni taşlamanızdan benim ve sizin Rabbinize sığındım.
    -Eğer bana iman etmezseniz bari benden el çekiniz, dedi.
    - Onlar imanı kabul etmediklerinden Musa,
    Rabbine bunlar suçlu bir kavimdir, diye beddua etti.
    - Kullarımla geceleyin yola çık, belki sizi
    takip edecekler.
    -Denizi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
    -Geriye ne bahçeler ve pınarlar.
    -Ne ekinler, ne güzel konaklar.
    -İçinde zevk ü sefa sürdükleri ne nimetler bırakmışlardı.
    -Böyle yaptık ve onlara diğer kavmi mirasçı kıldık.
    -Onların üzerine ne gök ve ne de yer ağladı.
    -Ve onlara mühlet de verilmedi.
    -Ve Beni İsrail'i zelil edici azaptan kurtardık.
    -Firavundan, çünkü o kibirli müsriflerdendi.
    -And olsun, biz îsrailoğullarını bile bile alemlerin üzerine seçtik.
    -Onlara, aşikar imtihanı hâvi mucizeler gönderdik. Bunlara Mekke müşrikleri derler ki:
    "Bu ölüm bizim ilk ölümümüzdür, yenidendirileceğimiz de yok.
    -Eğer sözünüzde sadık iseniz haydi babalarımızı getirin.
    -Onlar mı daha hayırlıdır, yoksa tubba'ın kavmi mi? Onları yok etik. Çünkü onlar azgın, suçlu kavimlerdir.
    -Biz gökleri ve yerleri aralarındaki şeyleri oyuncak olarak yaratmadık.
    -Biz onları ancak hak olarak yarattık. Lakin ekserisi bunu bilmezler.
    -Hakla batılın ayırt olunduğu gün, insanların toplanacağı vakittir.
    -O gün bir dost bir dosttan bir şey gideremez. Ve onlara yardım da olunmaz.
    -Ancak Allah'ın rahmet ettiklerine yardım olunurlar. Belli ki güçlü ve acıyıcı O'dur.
    -Muhakkak ki, zakkum ağacı,
    -Günahkarların yemeği olacaktır.
    -Erimiş bakır gibi karınlarında kaynar.
    -Sıcak suyun kaynadığı gibi.
    -Onu tutun ve sürüyerek cehennemin ortasına götürün.
    -Sonra başından kaynar su azabını dökün, emri verilir.
    -Zebaniler onlarla alay ederler. Derler ki bu azabı tad. Zira sen kavminin aziz ve kerimi idin.
    -50. Dünyada şüphe ettiğiniz bu azaptır, derler.
    -Şüphesiz ki, Allah'tan korkanlar emin yerdedirler.
    -Cennetlerde, su başlarında.
    -İnce ve kalın kumaşlar giymiş olarak karşı karşıya otururlar.
    -Bunlarla beraber onları gözleri güzel hurilerle evlendiririz.
    -Orada her yemişten emin oldukları halde isterler.
    -Orada onlara ölüm yoktur. Ancak ilk ölümlerinden başka ölüm acısını tadmazlar. Onları cehennem azabından da korumuştur.
    -Onlar, bunlara Rabbinden fazlu kerem olarak nail olurlar. Bu büyük bir kurtuluştur.
    -Biz Kur'an'ı olur ki, öğüt alırlar diye senin dilinle kolaylaştırdık.
    -Onlara gelecek azabı bekle. Onlar senin kötü halini ve ölümünü beklerler.
     
    Son düzenleme: 16 Aralık 2013