Duhan ne demek? Kur'an'da geçen duhan ne anlama geliyor?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Lasey tarafından 5 Aralık 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Duhan ne demek? Kur’an’da geçen duhan ne anlama geliyor? Peygamber Efendimiz’in kıyamet alameti olarak bahsettiği duman ile bu surede zikredilen duman aynı şey mi? Bir kıyamet alameti olarak duhan nedir kısaca?

    Kıyametin on büyük alametinden biri olan “Duhan”, duman demektir. Kur’an-ı Kerîm’de bu isimde bir sure de vardır. Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kıyamet alameti olarak bahsettiği duman ile bu surede zikredilen dumanın aynı şey olup olmadığı hususunda ihtilaf edilmiştir. O surede Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

    “Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır. (İşte o zaman insanlar «Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz.» (derler). Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir Elçi gelmişti.” (ed-Duhan, 10-13)

    AYETTE GEÇEN DUHAN NE ANLAMA GELİYOR?

    Bu ayetle ilgili iki farklı görüş vardır:

    Birinci görüş:

    Abdullah bin Mesut -radıyallahu anh- ve çoğunluğun anlayışına göre Mekkeli müşriklerin Müslümanlara yönelik eziyetlerini artırdığını gören Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, onların kıtlıkla cezalandırılması için Allah’a dua etmiş, Allah Teala da duasını kabul etmişti. Böylece Mekke halkı büyük bir kıtlığa duçar oldu. Bu kıtlıkta leş ve kemik yemek zorunda kalan ve açlıktan gözlerinde fer kalmayan Mekkeli müşrikler, etrafı duman kaplamış gibi görüyorlardı. Bunun üzerine Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e müracaat ederek bu felaketin kaldırılması için Allah’a dua etmesini istemişler, kıtlık sona erdiği takdirde îman edeceklerine dair söz vermişlerdi.

    Fakat o bedbaht müşrikler, Rasulullah’ın duası üzerine sıkıntıları hafifleyince tekrar Müslümanlara hakaret ve eziyete başladılar. Abdullah bin Mesut’a göre, Duhan Suresi’nde geçen dumandan maksat, o zaman müşriklerin açlıktan etrafı dumanlı görmeleridir.

    İbn-i Mes’ud -radıyallahu anh- şöyle demiştir:

    Kureyş Kavmi İslam’a girmekte ağır davranmıştı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- onların aleyhine dua ettiler de onları bir kıtlık yakaladı. Öyle ki o yıl helak oldular, leş yediler, kemik kemirdiler. Ebu Süfyan, Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in huzur-i alîlerine geldi ve:

    “–Ey Muhammed! Sen’in getirdiklerin arasında sıla-i rahim (akrabayla ilgilenmek) de var. Halbuki Sen’in kavmin helak olmuş vaziyettedir. Artık Allah’a dua et!” dedi.

    Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz veya İbn-i Mesut -radıyallahu anh-:

    “O halde semanın apaşikar bir duman getireceği günü gözetle!”[1] ayetini okudu.

    Sonra Kureyşliler tekrar kafirliklerine döndüler. Bu dönüşlerinin cezası da Allah Teala’nın şu buyruğunda ifade edilmektedir:

    “Fakat Biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.” (ed-Duhan, 16)

    Bu intikam, Bedir günü olmuştur.

    Ravîlerden biri olan Mansur, şunu ilave etmiştir:

    “Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- dua ettiler de onlara yağmur ihsan olundu. Yedi gün yedi gece bol miktarda yağmura nail oldular. Bu kez insanlar yağmurun çokluğundan şikayet ettiler. Bunun üzerine Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

    «Allah’ım, etrafımıza yağdır; üzerimize değil!” diye dua buyurdular. Başlarının üzerindeki bulutlar derhal açılıverdi ve civar bölgelerdeki insanların üzerine yağmur yağdı.”[2]

    Burada şu hususa da dikkat etmek lazımdır ki; alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz müşriklere, kendisine eziyet ettikleri için değil, İslam’ı yalanlamaları ve Allah’a başkaldırmaları sebebiyle beddua etmişlerdir. Nitekim îman ile şereflenmeleri ümidiyle de üzerlerindeki iptilanın kaldırılması için dua buyurmuşlardır. Yani Efendimiz’in bütün derdi ve arzusu, insanlığın ebedî kurtuluşuydu.

    KIYAMET ALAMETİ DUHAN NE ANLAMA GELİYOR?

    İkinci görüş:

    Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Ömer -radıyallahu anhum- gibi bazı ashaba göre ise bu “duhan”, kıyametten önce dünyayı saracak olan bir dumandır. İbn-i Kesîr gibi bazı müfessirler de bu görüşü tercih etmişlerdir.

    Buna göre kıyamet yaklaştığı zaman gökten yeryüzüne bir duman inecek, bütün Dünya’yı saracak ve kırk gün devam edecektir. Yeryüzü aşırı derecede ısınacaktır. Mü’minler bu dumandan -hafif nezleye tutulmuş gibi- çok az etkilenecek, kafir ve münafıklar ise şiddetle sarsılacak, adeta sarhoşa döneceklerdir.[3]

    Dipnotlar:

    [1] ed-Duhan, 10.

    [2] Buharî, İstiskā, 13, Tefsîr, 30, 44/2. Krş. Müslim, Münafikun, 39, 40; Ahmed, I, 431, 441.

    [3] Bkz. Metin Yurdagür, “Duhan”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, IX, 547.