Dua nedir niçin dua ederiz Kur’an-ı Keram ve hadisler üzerinde ısrarla durulan konulardan biri de duadır ve dua, kulluğun ve acizliğin iliklere kadar hissedildiği bir ibadetin adıdır. Bir olan Allah Azze ve celle'nin varlığına inanan, hayatları boyunca üstesinden gelemeyecekleri pek çok şeyle karşılasan, üzüntü, darlık, sıkıntı ve ümitsizliklere maruz kalan insanlar bir şekilde dua eder. Bu durumu Ceneb-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle ifade etmektedir: Dua nedir niçin dua ederiz "İnsana bir zarar geldiği zaman, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak (o zararı giderilmesi için) bize dualar eder; fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip gider" (Yunus 10/12). Dualarımız, Rabb'e yönelişin, hatırlamanın adı, ibadetin kendisi, kulluğun özü, "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var!" (Furkan 25/77) ayeti gereği Allah Teala katında kulluğun değer ölçüsü, rahmet kapılarının anahtarı ve kulun manevi silahıdır. Duanız, küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya bir çağrı ve yakarıştır. Başka bir ifadeyle dualar, talep, niyaz ve iç dökme halidir. Hızla akıp giden, dününü bugüne çevirmenin imkansız olduğu şu dünya hayatında, pek çok sıkıntıyla karşılaşırız. Bunlar için çözüm ve çareler ararız. Kimi zaman sıkıntılarımız maddi imkansızlıkların halli, kimi zaman ruhi sıkıntımızın gitmesi, kimi zaman çoluk çocuğumuzun hayırlı olması içindir. Hangi anne baba çocuğunun iyi bir üniversite kazanmasını, iyi bir eğitim görmesini, kendisine, anne babasına ve vatanına hayırlı bir evlat olmasını istemez ki! Belki çocuklardan daha çok anne babalar telaşlıdır! Hangi anne evladını bir yere gönderdikten sonra onun sağ salim geri dönmesi için dualar etmez ki! Ve yine hangi anne baba çocuklarının evliliklerinin devamını istemez ki! Çoğu zaman dualar ederiz. Ve etmeliyiz de. Dualar etmeyen, kendini duadan müstağni gören müslüman düşünülemez. Duada bulunmak Müminin Raabb'ine olan muhtaçlığının zahiri göstergesidir. Duada bulunurken kalp huzuru ile yapmalı ve dilin söylediğini kalp duymalıdır. Ebu Hüreyre'den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kabul edileceğine inanarak Allah'a dua ediniz. Çünkü Allah gafil ve boş bir kalpten çıkan duaları kabul etmez" (Tirmizi, Davaat, 66) Duada bulunan bir dil ve mahzun bir kalp, kulun Rabb'ine olan muhabbetinin emaresidir. "Ey kalpleri istediği gibi evirip çeviren Allahım! bizim kalplerimizi muhabbetine çevir."