Dinsel Bilgi ve Bilimsel Bilgi Dinler,genellikle tek tanrıcı dinler kutsal metinler ve kitaplara dayanmaktadırlar.Bu gibi kutsal metin veya kitaplar insan ruhunun mahiyeti,insanın kaderi, insanın evren üzerindeki yeri ve insan ve tanrının arasındaki ilişkisi, geçmiş insan toplulukların başından geçenler,evrenin yapısı ve nasıl meydana geldiği vb. konularında metafizik diyemeyeceğimiz,daha çok tarihsel,jeolojik,astronomik,biyolojik diyeceğimiz bilgiler de vermektedir. Şimdi bu ikinci türden bilgilerle,aynı konularda bilimlerin ortaya koydukları bilgiler veya sonuçlar arasında zaman zaman bazı çelişkilerin de ortaya çıktığı da bir vakıadır. Başka değişle kutsal kitaplarda ileri sürülen astronomi, coğrafya biyoleji sistemleri artık bilimsel olarak kabul edilemezler. Yine kutsal kitaplarda geçen mucizevi olaylara (örneğin İsa'nın ölüleri diriltmesine, Musa'nın Kızıl Denizi ikiye bölmesine ) ilişkin sözlerde hiç olmazsa bilimsel tutumla, bilimsel yöntemle bağdaştırılamazlar. İşte bu, Batı da Ortacağ'ın sonlarından itibaren Din ile bilim arasında bir çatışma olgusunu doğurmuş ve bu çatışmayı önlemek üzere bir takım çözümler veya teklif edilmiştir. O halde kutsal kitaplarda söz konusu olan şey, gerek tarihsel gerek fiziksel varlık ve olayların şiirsel yani mecazi dille anlatılmasıdır. Örneğin Yahudiler de yeryüzünün insanların üzerin de rahatça hareket etmeleri için düzleştirimiş olduğu , gökyüzünün bir kubbe gibi yeri sardığı ay ve yıldızların onu aydınlatmak için birer lamba ödevi gördükleri vb. olduğu söylenir.Şimdi yeryüzünün düz olmadığı Ay ve yıldızların birer kandil veya lamba olmadığı vb. açıktır. Yine Ay ve Güneşin Dünya'nın etrafında birbirilerini kovalamadıklarıda bilinmektedir.O halde bütün hihayeler,bütün bu tavsiyeler ancak şiirsel sembolik anlama sahiptirler.Onlar Tanrı'nın gücünün ,kudretini,bilgisini, merhametini vb. birer ayeti işareti olarak bir anlam ifade etmektedirler o halde kutsal kitaplar Spinoza ' nın da belirttiği gibi,birer şiir , birer ahlak,kendilerinden hisse kapılacak birer kıssa kitaplarıdırlar.Bu şekilde anlaşıldıkları taktirde de onlar bilimle herhangi bir çatışma içine girmezler. Oysa bilimsel bilgi herkes tarafından kabul edilen birtakım insani yetilere, insan zihni ve insan deyeniye göndermede bulanarak, dayanılarak doğru olduğu gösterilebilen bir bilgidir.Dinsel bilgilerin amacının insanları bilgili kılmaktan çok dindar kırmak , çok ahlaklı kılmak ,kurtarmak olduğu da söylenebilir buna karşılık bilimsel bilginin böyle bir amacı veya niyeti olmadığı şimdiye kadar söylenenlerden açığa çıkmış olmalıdır.