Dinimize göre kadının şahitliği önemi?

Dinimize göre kadının şahitliği önemi

Şehide” fiilinin masdarı olan şehadet ( şahitlik), sözlükte, kesin haber, bildiğini ikrar etme, bildirme, beyan ve yemin gibi manalara gelir. Terim anlamı ise taraflar dışındaki üçüncü bir kişinin dava ile ilgili bir olay hakkında, dava açılmadan önce edinmiş olduğu bir bilgiyi hâkim huzurunda ve tarafların yüzlerine karşı şehadet kelimesini kullanarak bildirmesidir.İslâm hukukunda, şartlarına uygun olarak eda edilen şahitlik kesin bir delildir. Bu açıdan Kur’ân ve sünnette birçok yerde şahitliğin önemi ve şartları üzerinde durulmuştur. Bunun yanında yalan yere şahitlikte bulunma da yedi büyük günahtan biri olarak sayılmıştır.Hatta Müslüman toplumlarda, bir insanla farklı münasebetler kurmada, ona görev vermede, onun toplum içinde kabul görmesi gibi farklı konularda şahitliğinin muteber olup olmadığına bakılmıştır. Cenâb-ı Hak "Şahitler çağırıldıklarında, şahitlikten kaçınmasınlar!”buyurmuş, bir sonraki âyet-i kerîmede de: “Bir de şahitliği, görüp bildiğinizi gizlemeyin! Bildiğini gizleyenin kalbi günahkâr olur. Allah her ne yaparsanız bilir.”buyurmak suretiyle şahitliğin Müslümanlar için önemli bir mükellefiyet olduğuna işaret etmiştir. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) de kendisine arz edilen birçok davayı şahitlerin beyanıyla hükme bağlamış ve kendisine gelen bir davacıya: “Ya iki şahit getirirsin veya davalıya yemin ettirirsin. Bunlardan başka bir hakkın yoktur.” demiştir.Şahitlik hakkındaki beyanlardan yola çıkan âlimlerimiz, gördüğü ve bildiği bir olay hakkında kendisine başvurulan bir kişinin şartlarını taşıdığı takdirde şahitlik yapmasının farz olduğunu ifade etmişlerdir.