Dinimizde evlatlık edinmedeki mahremiyetin önemi nedir?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 2 Aralık 2012 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Evlatlık edinirken mahremiyet hakkında dikkat edilecek noktalar nelerdir?

    Evlatlık edinmede, mahremiyet konusu ehemmiyetlidir. Bu açıdan üç ayrı tarz söz konusudur:
    Birincisi, çocuğun evin hanımı tarafından emzirilmesidir. Böylece süt akrabalığı oluşur ki o da kan bağından meydana gelen akrabalık gibidir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hususu hadislerinde açıkça beyan etmiştir. Süt akrabalığı oluşması için çocuğun ilk iki yaşında emmesi gerekir. Cumhur ulemanın görüşü budur. Ebû Hanîfe hazretleri bu süreyi 2,5 yaşına kadar uzatır. İki yaşından sonra emzirmekle süt akrabalığı meydana gelmez. Çocuğun bir defa emmesi yeterlidir. Şâfiî mezhebine göre en az beş defa emmesi gerekir. Ev hanımının kendisi emziremiyorsa şöyle bir alternatif de düşünülebilir. Kadının ya da erkeğin kız kardeşi emzirir. Böylece kadın süt teyzesi, erkek süt dayısı olur. Tabii bu durumda çocuğun erkek ve kız olması farklıdır. Karşılıklı değerlendirilmesi gerekir. Kadının kız kardeşi emzirecekse, erkek için problem olmaması için çocuğun erkek, kocanın kız kardeşi emzirecekse evin hanımı açısından çocuğun kız olması daha uygundur.
    İkincisi, çocuğun emzirilme ihtimali yoksa, yakın akrabadan alınması söz konusu olabilir. Bu durumda çocuk kız ise kocaya mahrem olacak şekilde alınması, erkek ise evin hanımına mahrem olabilecek tarzda ayarlanması gerekir. Bu da erkeğin kız yeğeni, kadının da erkek yeğeni olması şeklinde gerçekleşir.
    Üçüncüsü ise yakın akrabadan alınamadığında evlatlığın yabancı birinden, bir fakir insandan ya da kimsesiz çocuklardan alınması fakat emzirme imkânının olmaması hâlidir. Bu durumda çocuk belli bir yaşa kadar evde barındırılır. Yabancı bir çocuk olması hasebiyle giyim kuşama, hâl ve tavırlara dikkat edilir. Belli bir yaştan sonra da emniyetli bir yurda verilir. Belli bir mesafe konur ama ilgi alâka devam ettirilir. Haftalık ziyaretler yapılır. Böylece ona yalnızlık hissettirilmez. Hatta evliliğine yardım edilir, yurt yuva kurmasına destek olunur. Böylece toplum için zararlı olabilecek sahipsiz bir çocuk topluma kazandırılmış,vatana millete yararlı bir insan hâline getirilmiş olur. Elbette böyle bir hizmetin mükâfatı çok büyüktür.
    Evet, imkânı olanların, çocuğu olmayıp da çocuk sevgisini yaşamak isteyenlerin, yakınlarında ya da uzaklarında çocuklarına bakamayacak durumda akrabası bulunanların veyahut da dünyanın herhangi bir yerinde bakıma muhtaç çocukların varlığına şahit olanların evlatlık alarak insana, insanlığa yardımcı olmaları çok büyük bir hizmettir. Özellikle yetimlerin bakımını üstlenmek daha bir faziletlidir. Nitekim Rahmet Peygamberi Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yetime bakanlar hakkında şu müjdeli haberi vermektedir:“Yetimi görüp-gözetenle ben cennette şöyleyiz.Efendimiz bu sözlerini söylerken, yetime yakınlığını belirtmek için işaret parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz aralayarak göstermiştir.
     
    Son düzenleme: 23 Şubat 2014