Dini Ve Vatanı Tehlikeye Giren Müslüman Ne Yapmalı?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 17 Temmuz 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Bir insanın en kutsal varlığı olan dini ve o dinini yaşadığı ülkesi tehlikeye girdiği vakit, devrin en tesirli mücadele vasıtalarıyla savaşını vermelidir ve bu uğurda ölmek gerekiyorsa da ölümün kucağına seve seve atılmalıdır.
    Dini Ve Vatanı Tehlikeye Giren Müslüman Ne Yapmalı.


    Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:

    “En hayırlı geçim yolunu tutanlardan biri, Allah için savaşmak üzere atının dizginlerine yapışan kimsedir. O kimse savaşa çağıran veya yardım isteyen bir ses duyunca, ölümü göze alıp atının sırtında o yana doğru uçar veya ölümün kol gezdiği yerlere dalar.

    Yahut bir tepenin başında veya bir vadinin içinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu zat namazını kılar, zekatını verir, ölünceye kadar Rabbine ibadet eder ve insanlara hep iyilik yapar.” (Müslim, İmaret 125. Ayrıca bk. İbni Mace, Fiten 13)

    MÜSLÜMAN, GÖRDÜĞÜ FENALIKLARLA SAVAŞMALI

    Efendimiz demek istiyor ki, hayat ya normal seyrinde devam eder veya etmez. Şayet insan toplumda bir şeyler yapma gücünü kendinde buluyor ve yapabiliyorsa, kendisinden yardım istendiği zaman yardıma koşabiliyorsa, işte o zaman canı pahasına da olsa, toplumun yardımına koşmalıdır. Gördüğü fenalıklarla savaşmalı, iyilik ve güzelliğin yaşanmasını sağlamalıdır. Dinin güzelliğini bilmeyen kimselere, dindarlığın en büyük bahtiyarlık olduğunu öğretmek için gayret sarfetmelidir. Kendisinden bu yolda yardım isteyenlere, bütün benliği ile hizmet etmelidir.

    Bir insanın en mukaddes varlığı olan dini ve o dinini yaşadığı vatanı tehlikeye girdiği zaman, devrin en tesirli mücadele vasıtalarıyla savaşını vermelidir. Bu uğurda ölmek gerekiyorsa, ölümün kucağına seve seve atılmalıdır.

    Toplum iyice bozulmuş, fitneler yayılmış, kötülüklere engel olma imkanı kalmamış, kısacası hizmet etme yolları büsbütün tükenmişse, işte o zaman yapılacak en iyi şey, insanlardan uzaklaşmaktır. Bir tepenin başına veya bir vadinin köşesine, ama mutlaka halktan uzak bir yere çekilmeli ve orada Allah’a karşı görevlerini yapmaya çalışmalıdır.

    Ne kadar tenha bir köşede yaşansa bile, insanlardan büsbütün kopmak mümkün değildir. Onlarla olan münasebetlerde kendi çıkarını değil, başkalarının iyiliğini ve menfaatini düşünmelidir. Kimsenin hakkını üzerine geçirmemeye gayret etmelidir.

    Müellifimiz Nevevî, bu hadisten hemen sonra, insanlarla birlikte yaşamanın gereği ve önemi hakkında bir konu başlığı açmış, bu hususla ilgili görüşlerini kısaca söylemekle beraber, bu bahse dair hadis yazmamıştır.

    HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ

    1- En iyi hayat tarzı, dine hizmet etmek ve din düşmanlarıyla savaşmaktır.

    2- Kötülüklerle savaşmak mümkün olduğu sürece, toplumu terk etmemek gerekir.

    3- Kötülüklere engel olma imkanı kalmadığı zaman yapacak en iyi şey, tenha bir yerde helal lokma yiyerek Allah’a ve insanlara karşı görevinde kusur etmeyerek yaşamaktır.