Cünüpken Diş Doldurtmak Caiz midir , Gusle Engel Olur mu ? cünüpken Diş dolgusu yaptırmak :Hanefi mezhebine göre ağız ve burnun içi vücudun dış kısmından sayılmaktadır. Bundan dolayı farz olan gusül esnasında ağız ve burna su verip iç kısmını ıslatmak gerekir. Diş dolgusunun ve kaplatmanın gusle mani olduğunu söyleyen kimseler bu esastan hareketle, dişine kaplama ve dolgu yaptıranların gusüllerinin sahih olmadığı kanaatini taşımaktadırlar. Bilindiği gibi, diş çürüyünce ve içi oyulunca, ya çekilip protez yapılmakta veya oyuk kısım doldurulmaktadır. Protez esnasında yandaki dişler inceltilerek üzerine kaplama geçirilmektedir. Haliyle bu tedavi bir zaruretten dolayı yapılmaktadır. Zaten bugün diş tedavisinde bu iki yoldan birisi mutlak surette uygulanmaktadır. Dolgu yapılmadığı takdirde çürümeye engel olunamadığından, çürüyen diş kaybedilmektedir. Bunun önüne geçmek için de dolgu yapılarak diş uzun bir müddet muhafaza altına alınmaktadır. Böylece bu muamelenin zaruret olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. İşte böyle bir zaruretten dolayı dişe dolgu yaptırılır veya kaplatılırsa, artık o dolgu ve kaplama maddesi dişin kendisinden sayılır. Bu bakımdan da gusle bir engel teşkil etmez. Bu meseleye ışık tutacak bir hadise Asr-ı Saadette de meydana gelmişti. Sahabilerden Afrece bin Es'ad'ın islamiyetten önce bir savaş esnasında burnu kesilmişti. Bundan sonra gümüşten bir burun taktırdıysa da kötü bir koku neşrettiğinden rahat edemedi. Sonunda durumu Resulullaha (a.s.m.) anlattı. Peygamber Efendimiz, altından bir burun yaptırıp taktırmasını tavsiye etti.(1) İşte bu hadisten hareket eden, başta imam Muhammed olmak üzere bazı islam alimleri takma ve doldurma diş yaptırmada bir mahzurun bulunmadığını; hatta bunun altın madeninden yapılması hususunda ruhsat bulunduğunu ifade etmektedirler. Bu meselenin esasını, mealini verdiğimiz hadis-i şerifin izahında bulmak mümkündür.(2) Ayrıca boyacının tırnağindaki boya, dişlerinin arasındaki ve oyuk dişin içindeki yiyecek artıklarının gusle mani olmadığı fıkıh kitaplarımızda ifade edilmektedir. Diş dolgusu da buna benzer bir durumdur. Diş arasındaki yemek artıklarını gidermek ve tırnaktaki yağlı boyayı temizlemek mümkün olsa da, gusül esnasında dolgu yapılan dişin içini boşaltıp yıkamak mümkün değildir. Bunun için dolgu da gusle mani olmaz. Diş kaplaması veya dolgusu bir zaruretten dolayı yapılırsa, ki umumiyetle öyledir, bu bir nevi çürüyen dişi tedavi şeklidir; o zaman gusle mani olmaz. Bu zaruretin dindar ve selahiyetli bir doktor tarafından tesbit edilmesi gerekmektedir. Bu vasıfta bir doktorun tavsiyesi ile yapılan kaplamanın dinen bir mahzurunun olmadığını ve altta kalan dişin, ağzın görünen kısmından çıkıp, görünmeyen kısmın hükmüne geçtiğini ifade eden Bediüzzaman Hazretleri bir mektubunda, bir sual vesilesiyle bu durumu şöyle izah eder: "[Kaplamanın altının] gusülde yıkanmaması guslü iptal etmez. Çünkü, üstündeki kaplama yıkanıyor, onun yerine geçiyor. Evet, cerihaların [yaraların] üstündeki sargıların zarar için kaldırılmadığından ceriha yerine yıkanması, şer'an o yaranın gasli [yıkanması] yerine geçtiği gibi, böyle ihtiyaca binaen sabit kaplamanın yıkanması dahi dişin yıkanması yerine geçer, guslü iptal etmez. Ve'1-ilmü indallah, madem ihtiyaca binaen bu ruhsat oluyor, elbette yalnız süs için, ihtiyaçsız dişleri kaplamak veya doldurmak bu ruhsattan istifade edemez. Çünkü, hatta zaruret derecesine geldikten sonra böyle umumü'l-belvada eğer bilerek su-i ihtiyariyle olsa o zaruret ibaheye [mubah olmasına] sebebiyet vermez. Eğer bilmeyerek olmuş ise zaruret için elbette cevaz vermez."(3) Ancak çıkarılıp, takılabilecek diş ve protezlerin gusül sırasında, ağzı yıkarken çıkarmak gerekir.