Cum'a ne demektir?

Konusu 'İslami sözlük' forumundadır ve Lasey tarafından 24 Eylül 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    CUM'A (Cuma):

    Müslümanlara mahsûs mübarek, kıymetli bir gün.
    Cumartesi günleri yahûdîlere, Pazar günleri hıristiyanlara verildiği gibi, Cuma günü, müslümanlara verildi. Bugün, müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır. (Hadîs-i şerîf-Rıyadün-Nasihîn)
    Güneş, Cuma gününden daha iyi bir gün üzerine doğmaz. adem (aleyhisselam) Cuma günü yaratıldı. Cuma günü Cennet'e girdi. Cuma günü Cennet'ten çıktı. Kıyamet Cuma günü kopar. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)
    Cuma günü gusl edip, namaz için camiye gidip nafile namaz kılan ve imam hutbeden ininceye kadar sessizce oturup, sonra imamla beraber Cuma namazını kılanın, bir hafta sonraki Cumaya üç gün daha ekleyerek olan gün miktarı işlediği günahları af ve mağfiret olunur. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)
    Cuma günü gusül abdesti alınız. Her akşam abdestli olarak yatınız! Her halinizde Allahü tealayı hatırlayınız, anınız. (Ebû Ali Dekkak)
    Cuma günleri duanın kabûl olunacağı bir zaman vardır. Bu zaman, hutbe ile, Cuma namazı içindedir diyenler çoktur. Hutbe dinlerken dua kalbden olur. Ses çıkarmak caiz değildir. Bu zaman, her şehir için başkadır. Cuma günü, gecesinden daha kıymetlidir. Gecesinde veya gündüzünde Kehf sûresini okumak çok sevabdır. (Senaullah Pani-pütî)

    Cum'a Gecesi:
    Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece.
    Allahü teala Cuma gecesinde bütün müslümanları mağfiret eder, günahlarını bağışlar. (Hadîs-i şerîf-Ebû Ya'la)
    Cuma gecesi ve günü bana çok salevat okuyunuz. (Hadîs-i şerîf-Gunyet-üt-Talibîn)
    Cuma gecesi, Cuma gününe tabidir. (Abdülkadir-i Geylanî)

    Cum'a Hutbesi:
    Cumanın ilk dört rek'atlik sünnetten sonra ve iki rek'atlik farzdan önce, imam tarafından cemaat huzurunda minberden Arabça olarak okunan hutbe.
    Cuma hutbesi okunurken, bir kimsenin başka bir kimseye, sus yahut iyi dinle demesi lüzumsuzdur. (İbn-i abidîn)
    Hatîbin, Cuma hutbesinde emr-i ma'rûftan, dînin emirlerinden başka şeyleri, Arapça bile söylemesi harama yakın mekrûhtur. İmam efendi, içinden E'ûzü okuyup, sonra yüksek sesle, hamd ve sena ve kelime-i şehadet, salat ü selam okur. Sonra vaz eder, yan i sevaba ve azaba sebeb olan şeyleri hatırlatır ve ayet-i kerîme okur. Sonra oturur. Kalktığında, ikinci hutbede vaz yerine, mü'minlere dua eder. Dört halîfenin isimlerini söylemesi lazımdır, müstehabdır. Hutbeye dünya sözü karıştırmak haramdır. Namaz kılarken yapması haram olan şeyler, hutbe dinlerken de haramdır. (Abdülhayy Lüknevî)
    Cuma hutbesini Arapça'dan başka dil ile okumak, namaza dururken, başka dil ile iftitah tekbîri almak gibidir. Bu ise, namazdaki diğer zikirler ve dualar gibidir. Namaz içindeki zikirleri ve duayı Arapça'dan başka dil ile söylemek ise tahrîmen (harama yakın) mekrûhtur. Hazret-i Ömer yasak etmiştir. (Abdülhayy Lüknevî, İbn-i abidîn)

    Cum'a Namazı:
    Cuma günü öğle vaktinde camilerde hutbeden sonra, cemaatle kılınan iki rek'atlik farz namaz.
    Allahü teala Kur'an-ı kerîmde mealen buyurdu ki:
    Ey îman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alış-verişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü tealadan rızık bekleyerek çalışırsınız. Allahü tealayı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz. (Cum'a sûresi: 9-10)
    Bir kimse, mani yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teala, kalbini mühürler. Yani iyilik yapmaz olur. (Hadîs-i şerîf-Mesabih)
    Cuma namazından sonra yedi defa İhlas ve (yedi) Mu'avvizeteyn (Felak ve Nas sûrelerini) okuyanı Allahü teala, bir hafta kazadan, beladan ve kötü işlerden korur. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Sünnî)
    Cuma namazı için gusül abdesti almak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz giyinmek, saç, tırnak kesmek, camide buhur (koku) yakmak, camiye erken gelmek sünnettir. (İbn-i abidîn)

    Cum'a Sûresi:
    Kur'an-ı kerîmin altmış ikinci sûresi.
    Cuma sûresi, Medîne-i münevverede nazil olmuştur (inmiştir). On bir ayettir. Cuma namazının farz oluşunu bildirdiği için, dokuzuncu ayet-i kerîmede geçen Cuma kelimesi sûreye isim olmuştur.Cuma sûresinde; bütün varlıkların Allahü tealanın yüceliğini, büyüklüğünü anıp durdukları, Peygamber efendimizin Allahü tealanın emir ve yasaklarını ümmetine öğrettiği, Cuma ezanı okununca, müslümanların ticaretlerini bırakıp namaza gitmeleri, namazdan sonra dağılıp meşrû (günah olmayan) işleri ile meşgûl olma ları istenmekte, Allahü tealayı çokça anmaları tavsiye edilmektedir. (Razî, Alaüddîn Hazin)
    Cuma sûresinde mealen buyruldu ki:
    De ki: Sizin kendisinden kaçmakta olduğunuz ölüm muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da gizliyi ve aşikarı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O, size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. (ayet: 8)