Çocukların ibadete yönelmesini nasıl sağlarız?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 1 Ekim 2012 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Çocukların ibadete yönelmesini nasıl sağlarız?

    Çocuklara Allah’a imandan sonra yaşlarına uygun olarak ibadet alışkanlığı kazandırılmalıdır. Kur’ân ve hadislerde özellikle de çocukları, dinin direği ve bütün ibadetlerin özü olan namaza alıştırmak tavsiye edilmiştir. Bir âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hakk:"Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de namaza devam et. Biz senden rızık istemiyoruz, bilakis senin rızkın Bize aittir. Güzel âkıbet, takvâdadır.”83 buyurarak, Allah Resûlü’ne ve onun şahsında bütün ümmet-i Muhammed’e aile fertlerine namazı emretmelerini ve aynı zamanda kendilerinin de namaza devam etmelerini emrediyor çünkü kavlî tavsiye ancak fiilî tatbikatla müessir olur. Yani namaz sadece mücerred bir tavsiyeden ibaret kalmamalı, bizzat güzel örnek olarak da pekiştirilmelidir.Diğer yandan Hz. İsmail’den bahsedilirken onun önemli bir özelliği olarak da ailesine namaz kılmalarını emretmesi gösterilmiştir:“Halkına namazı ve zekâtı tavsiye ederdi.”Hz. İbrahim ise kendisinin yanında zürriyeti için de namazı tastamam eda etmeleri adına dua etmiştir:Ya Rabbî! Beni de neslimi de namazı devamlı olarak ve gereğince kılan kullarından eyle! Duamı lütfen kabul buyur yâ Rabbî!”Hz. Lokman (aleyhisselam) da oğluna şirk koşmamasını söyledikten sonra ikinci tavsiye olarak: "Evladım, namazı hakkıyla ifa et.” ifadeleriyle namazı emretmiştir.
    Konuyla ilgili yol gösterici bu âyet-i kerîmelerin yanı sıra bizzat Habîb-i Kibriyâ Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de çocuklarına namazı emretmiş ve aynı zamanda sözlü ifadeleriyle çocukları namaza alıştırmayı tavsiye etmiştir. Hz. Enes (radıyallahu anh), Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) altı ay boyunca sabah namazına çıkarken Hz. Fâtıma’nın kapısına uğrayıp onları namaza çağırdığını bildirmektedir.88 Aynı şekilde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) teheccüd namazı için de onların kapılarını çalmıştır.Çocukları namaza alıştırma yaşıyla ilgili gelen şu rivayet ise konumuz açısından çok önemlidir:"Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını emredin. On yaşlarına geldiklerinde kılmazlar ise tedip etmek suretiyle namaz kılmalarını sağlayın.”90 İyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırma kabiliyeti manasına gelen temyizin başlangıç zamanı olarak yedi yaş gösterilmiştir. İşte temyiz çağına gelen bir çocuk artık namazlarını kılmaya alıştırılacaktır. Öyle ki o, on yaşına geldiği hâlde hâlâ namazlarını kılmıyorsa te’dip edilecektir. Bu peygamber tavsiyesine riayet edildiği takdirde bâliğ olan çocuk, çoktan namaz kılma alışkanlığını kazanmış ve artık kendisi için farz olan ibadetini kemal-i hassasiyetle yerine getiriyor olacaktır.
    Yukarıdaki hadis-i şeriften yola çıkarak şöyle bir yoruma da ulaşabiliriz. Çocuklara yedi yaşında namaz kılmaları söylenecekse, demek ki bu yaşa gelmeden önce Kur’ân ta’liminin yanı sıra bazı sûre ve duaların ezberletilmesi icap edecektir. Bu açıdan çocuğun durumuna göre dört beş yaşından itibaren Kur’ân okuması ve namazda okunması gereken bazı dua ve sûreler öğretilebilir. Bazıları bunu abartılı bulabilir. Ancak gerek tarihte gerekse günümüzde bu yaşlarda Kur’ân okumasını öğrenen hatta hafızlığını yapan çocukların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de çocuklara Kur’ân öğretmenin önemine dikkatleri çekmiştir: “Çocuklarınızı şu üç hususta yetiştirin! Bunlar: Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi ve Kur’ân kıraati. (Ömrünü Kur’ân’ı okuyarak, hatmederek ve anlayarak geçiren) Kur’ân hizmetkârlarına, hiçbir gölgenin bulunmadığı (kıyamet) gününde peygamberler ve salih kullarla birlikte Allah’ın gölgelikleri takdim edilecektir."; “Kur’ân’ı öğrenip öğrendiğiyle amel edenin, çocuklarına öğretenin anne ve babasına kıyamet günü nurdan bir taç giydirilir. O tacın ışığı güneşin aydınlığı gibidir.”
    Çocukları namaza alıştırmanın bir yolu da onlara cami ve cemaati sevdirmektir. Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) camide, cemaatin içinde namaz kılarken torunu Ümame’yi omzuna alıp, eğilirken yere bıraktığı, kalkarken de tekrar omzuna aldığı rivayetlerde kaydedilmiştir.Hatta konuyla ilgili rivayet edilen hadis-i şeriflerden, Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbe verirken mübarek torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’in camiye girdiğini, onların düşe kalka yürüdüğünü gören Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) de hutbeden inerek onları kucağına aldığını öğreniyoruz. Muktedây-ı Küll, Rehber-i Ekmel Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) böyle davrandığı hâlde, çocukların camide bulunmasından rahatsız olan, hele onlara bağırıp çağıran bir kısım insanları anlamak hakîkaten zordur! Çocuklara kazandırılması gereken önemli bir alışkanlık da duadır. Eğer çocuk küçüklüğünden itibaren, çevresinde Allah’a kalkmış eller, O’na yalvarıp yakaran diller ve seccadeye kapanmış kişiler görürse zaten onun da duaya alışması zor olmaz. Belli bir yaşa kadar dua hususunda şuuraltı müktesabatı kazanan çocuğa bazı dualar öğretilebilir. Mesela uyumadan önce, yemeğe başlamadan, yemekten sonra ve daha başka zamanlarda yapabileceği bazı kısa dualar ezberlettirilebilir. Sa’d b. Ubade tarafından hizmet etmesi için Peygamber Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) verilen Hz. Kays, Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine: “Sana cennet kapılarından birini öğreteyim mi?” dedikten sonra cümlesini öğrettiğini haber vermiştir.
     
    Son düzenleme: 24 Şubat 2014