Çocuklar arasında eşit şekilde nasıl davranmalıyız?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 5 Ağustos 2012 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Çocuklar arasında eşit şekilde nasıl davranmalıyız?


    Çocuklar arasında hem maddî hem de manevî hususlarda adaletli davranmak İslâm’ın emirleri arasındadır. Çocukların birbirlerini kıskanmamaları, anne babalarına karşı gönül koymamaları, saygı ve hürmet hislerini yitirmemeleri ve bir de hak, adalet konusunda onlara sû-i misal (kötü örnek) teşkil etmemek için ebeveyn her hususta çocukları arasında adaleti gözetmeli ve birini diğerine tercih etmemelidir. Çocuklar arasında yaşanan kavgaların, kıskançlıkların, çekememezliklerin önemli bir sebebi de anne babaların onlar arasında ayrımcılık yapmasıdır. Nitekim ibret alınması gereken önemli hadiselerin yer aldığı Yûsuf Sûresinde geçen konulardan birisi de Hz. Yûsuf ve kardeşleri arasında yaşanan hâdiselerdir. Kardeşlerinin babalarını ikna ederek Hz. Yûsuf’la birlikte oynamaya gitmeleri ve ardından onu bir kuyuya atmaları, sonra da babalarına gelerek Hz. Yûsuf’u bir kurdun yediğini söylemeleri ve bu yalanlarına kana buladıkları gömleği şahit göstermeleri gibi yaşanan talihsiz olayların temelinde onların Hz. Yûsuf’a karşı içlerinde besledikleri kıskançlık yer alır zira onlar babaları Hz. Ya’kûb’un, Hz. Yûsuf’u ve ana-bir kardeşi Bünyamin’i kendilerinden daha çok sevdiğine inanıyor ve Hz. Yûsuf’u öldürmekle babalarının sevgisinin yalnızca kendilerine yöneleceğini düşünüyorlardı.Burada –hâşâ- Hz. Ya’kûb’un (aleyhisselam) çocukları arasında adaletsiz davrandığı akla gelmemelidir zira o vahiyle beslenen zâtlar, böyle bir yanlışa düşmezler. Allah onları günahlara karşı korumuştur. Öyleyse burada düşünülmesi gereken şudur: Hz. Ya’kûb (aleyhisselam) gibi çocuk terbiyesinde peygamber hassâsiyetine sahip bir zâtın çocukları arasında bile kıskançlık yaşanmışsa, bizim bu konuda ne kadar titiz olmamız gerektiği âşikârdır. İşte ebeveynin bu durumun farkında olması ve çocukları arasındaki bu manevî rabıtanın kopmasına fırsat vermemesi oldukça önemlidir.
    Konuyla ilgili birçok sahih hadis kitabında geçen ve anne babalar için önemli ölçüler veren meşhur bir rivayete göre bir gün, Bedir Ashabından olan Beşir b. Sa’d hazretleri Peygamber Efendimiz’e gelerek şöyle demiştir: “Ya Resûlallah! Başka çocuklarım da var; ama Nûman başka. Müsaade ederseniz servetimin şu kadarını Nûman’a vermek istiyorum.” Bunun üzerine Resûlü Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Beşir’e: “Diğer çocuklarını da o kadar verdin mi?” diye sormuştur. Beşir, “Hayır!” diye cevap verince de Allah Resûlü çevresinde bulunanlara dönerek şöyle buyurmuştur: Allah’tan korkun ve evlatlarınıza karşı âdil davranın!” Sonra da Beşir’e dönerek: “Sen, çocuklarının hepsinin sana aynı derecede muamele etmelerini ister misin?” demiş, Beşir de: “Evet, isterim”, deyince, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): “O hâlde böyle yapma!” buyurmuştur.
    Malumdur ki mirasta kız ve erkek çocuklar farklı hisse alırlar. Âyet-i kerîmede beyan edildiği üzere180 vefat eden bir anne veya babanın çocukları terekeyi aralarında taksim ederken kadınlara bir erkeklere ise iki hisse verilir fakat hadis-i şeriflerden anlaşıldığına göre hayatta olan anne baba çocuklarına mal verirken böyle bir ayrım yapmamalı, erkek ve kız çocuklarına eşit miktarda mal vermelidir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) biraz da kız çocuklarına karşı Cahiliye’den kalma bir kısım düşünceleri izale etme adına şöyle buyurmuştur:"Bağış ve ihsanda çocuklarınız arasını eşit tutun. Eğer ben birisini üstün tutacak olsaydım kızları üstün tutardım.”Çocuklara yapılan hibe ve bağışta eşit davranmanın hükmüyle ilgili fukaha arasında farklı görüşler dile getirilmiştir. Aslında bütün görüşler, bunun doğru olmadığını ifade etmekle birlikte, bu yasaklığın kerahet mi yoksa haramlık mı ifade ettiği noktasında ihtilaf edilir.
    Hanbelî ve Zahirî mezhebi, ebeveynin çocuklara yönelik bağışta eşit davranmasının vacip olacağı görüşündedir. Dolayısıyla hukukî bir gerekçe olmadıkça anne babanın çocuklarına teberruda (bağışta) bulunurken eşitliğe riayet etmemeleri haramdır. Hatta onlar yapılan bu teberrunun hukukî bir sonuç doğurmayacağını ve malın iade edilmesi gerekeceğini söylemişlerdir. İmam Ebû Yûsuf ise bu konuda ebeveynin niyetini esas almış ve şayet bağışta bulunduğu çocuğunu kayırma ve diğerlerine zarar verme gibi bir niyeti bulunursa bunun câiz olmayacağını söylemiştir. Hanefî ve Şâfiî mezhepleri ise hibede çocuklar arasında eşit muamele yapmanın müstehap; aksi bir davranışın ise mekruh olduğunu söylemişlerdir. İmam Mâlik ise bağış miktarını esas almış ve ancak malın tamamının hibe edilmesi durumunda kerahetin olacağını söylemiştir.
    Çocuklar arası bağışta eşit davranmanın gerek müstehap gerekse vacip olduğunu söyleyen fukaha maslahat ve zaruret durumlarını bundan istisna etmişlerdir. Yani çocuklarda birisinin hastalığa yakalanması, büyük bir borç yükü altında kalması, kalabalık olan ailesini geçindirmede sıkıntıya düşmesi, ilmî faaliyetlerde bulunduğundan ihtiyaç içinde bulunması vs. sebepler çocuklardan birisine daha fazla mal vermek için meşru birer gerekçe olabilirler. Aynı şekilde fukaha, kâfir olan, malı fısk u fücür yolunda kullanacağı bilinen, anne babasına isyan eden çocuğun da maldan mahrum bırakılabileceğini söylemişlerdir. Diğer kardeşlerin rıza ve muvafakatlarının bulunması da çocuklardan birisine fazla mal vermede bir gerekçe olabilir.çocuklar arasında sağlanması gereken eşitlik, sadece maddî konulara münhasır değildir. Öpme, sevme, okşama vs. gibi davranışlarda da aynı eşitliğin sağlanması gerekir. Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) çocukları arasında eşit davranmayan sahabeyi ikaz etmiştir. Mesela bir adam Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında otururken bir oğlu gelmiş, adam onu öperek dizinin üstüne, az sonra gelen kızını da öpmeden yere oturtmuştur. Bu duruma şahit olan Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Aralarında eşit davranmıyor musun?” diyerek adamı ikaz emiştir.Konuyla ilgili diğer hadis-i şerifler ise şu şekildedir: “Allah öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever.”Bir öpücükle bile olsa çocuklarınız arasında ayrımcılık yapmayın.”;Çocuklarınızı birbirine yakın tutun.”
    Burada bir hususa işaret etmekte fayda var. Hiç şüphesiz çocuklar arasında gözetilmesi gereken adalet ve eşitlik ihtiyârî ve irâdî davranışlardadır çünkü insan kalbî temayüllerine söz geçiremez. Yani bazen olur ki bir çocuğunu diğerinden fazla sevebilir.Sevgi konusunda eşitlik istemek ise “ teklif-i mâlâ yutak”olur. Bu açıdan anne veya babanın çocuklarına karşı duyduğu kalbî alâkanın farklı olması mahzurlu değil, esas bu farklılığın davranış ve tavırlara yansıması yanlıştır. Bazen olur ki çocuklardan birisini bir şey isteyince diğeri de onu isteyebilir. Bu tür durumlarda önce isteyenin isteği yerine getirildikten sonra diğerine geçilmelidir. Nitekim bir gün Hz. Hasan’ın su istemesi üzerine Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gidip su kırbasından su almış ve bunu Hz. Hasan’a vermek üzere getirmişti ki Hz. Hüseyin onu alıp içmek istedi. Ancak Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ona vermeyip önce Hz. Hasan’a verdi. Bu duruma şahit olan Hz. Fâtıma: “Hasan’ı Hüseyin’den çok seviyor gibisin.” deyince Allah Resûlü şöyle cevap verdi: “Hayır, fakat ilk defa o istedi.”
     
    Son düzenleme: 23 Şubat 2014