Çanakkale türküsünün sözleri ve hikayesi

Konusu 'Osmanlı Tarihi' forumundadır ve Eylül tarafından 9 Nisan 2013 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    Çanakkale Türküsünün Hikayesi

    Çanakkale türküsü Çanakkale savaşları başlamadan önce mi yoksa harp sırasında mı yakılmıştır? Bu sorunun yanıtı bir mektupta bellidir.Söz konusu mektup Emrullah Nutku’nun “Çanakkale Şanlı Tarihine bir Bakış” adlı eserinde yer almaktadır. Mektupu yazan Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır. 1903 doğumlu olan Seyfullah savaşın arifesinde Çanakkale Sultanisi (lisesi) 1. sınıf öğrencisidir. Seyfullah, Çanakkale’den gönderdiği ve üzerinde 29 Eylül 1914 tarihi yazılı olan mektubunda şöyle der:

    Bir Öğrencinin Annesine Mektubu

    Sevgili Anneciğim,

    Canımıza tak diyen iki yıllık gurbet hayatından artık kurtuluyoruz. Sana ve aileme kavuşacağım için seviniyorum.

    Mektebimizi alıyorlar., hastane olacakmış, bizi de İstanbuldaki mekteplere dağıtacaklarmış. Hocalarımızın çoğu da askerlik hizmetine gidiyorlar, büyük sınıflar da gönüllü yazılacaklarmış. Bugün Türkçe hocamız sınıfa geldi, ama çok kalmadı, bize veda etti. Bize; “Zamanı gelince cephede yapılacak vatan hizmetinin mektepte yapılan hizmetten kutsi olduğunu” söyledi.

    Birkaç günden beri Çanakkale sokaklarından askerler geçiyor. “Çanakkale içinde Aynalıçarşı, Anne ben gidiyorum düşmana karşı” şarkısını söylüyorlar. At üstünde zabitler, top arabaları, mekkare ve deve kervanları sokağımızı doldurdu. Harp olacakmış. İngiliz ve Fransız harp filoları boğazın dışında dolaşıyormuş. Buraları bombardıman edeceklermiş. Bu bombardımanı görmek isterdim, ama yakında Çanakkaleden ayrılacağız. Ama size kavuşacağım ben.

    Beybabamın, sizin ellerinizi öper kardeşlerime selam ederim.

    Oğlunuz Seyfullah.

    Mektubun Analizi

    Mektuptan öğrendiğimize göre henüz Çanakkale savaşı başlamadan önce Çanakkale’de harbe hazırlanan askerler tarafından Çanakkale Türküsü söylenmektedir. Bu da bize türkünün doğuş zamanını harp öncesine götürmemiz gerektiğini haber vermektedir. Türk müzik tarihi ve halk türküleri üzerine önemli çalışmaları bulunan Mahmut Ragıp Kösemibal!in görüşleri de bu belgeyi destekler mahiyettedir. Kösemihal, Musiki Mecmuası’nda bu türkünün Çanakkale savaşları sırasında yeniden hazırlanmış ve zamana uygun mısralar araya katılmış bir türkü olduğunu, asıl türkünün “ilk iki kıtadan anlaşıldığı gibi” (Çanakkael içinde vurdular beni/Nişanlımın çevresiyle sardılar beni; Çanakkale içinde aynalı çarşı/Ana ben gidiyorum düşmana karşı) daha eski olup Çanakkale’de öldürülen bir delikanlının ağzından yakılmış bir ağıt olduğunu hatta Bay Vahit Lütfi’nin bu türkünün 1. Dünya Savaşı’ndan çok önce söylendiğini kendisine anlattığını bildirir.

    Sonuç
    O zaman bu bilgiler ışığında şimdilik şöyle bir ara tespitte bulunabiliriz; Çanakkale türküsünün meydana gelmesi savaş öncesine kadar uzanır. İlk iki kıtadaki sözler de bu kanaatimizi doğrulayan işaretlerdir.

    Araştırmalarımız sırasında bulduğumuz başka belge ve bilgiler ise bu türkünün savaş başladıktan sonra meydana geldiği yönündedir. Şimdi de sırayla bunlara bakalım.

    Şamlı Selim tarafından 1915 yılında yayımlanan ve üzerinde Risale-i Musikiyye yahut Musiki Gazetesi yazan eserin on üç numaralı nüshasında şu ifadeyi okuyoruz. Çanakkale Marşı bestekarı Kemani Kevser Hanım .

    Kevser Hanım tarafından bestelendiği belirtilen ve ikişer mısralı on iki bentten oluşan marşın sözleri şöyledir:

    Çanakkale Türküsünün Sözleri

    Çanakkale Türküsü
    Atar çavuş atar vururlar seni
    Ölmeden mezara koyarlar seni
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içini duman bürür
    Kırk altıncı fırkanın namı yürür
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde dolu bir testi
    Analar babalar ümidi kesti
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde sıra serviler
    Altında yatıyor aslan şehitler
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale boğazı dardır geçilmez
    Kan olmuş suları bir tas içilmez
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde bir sarı yılan
    Osmanlının tayyaresi durdurur divan
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale sende vurdular beni
    Nişanlımın mendiline sardılar beni
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale sende yatar bir selvi
    Kimimiz nişanlı kimimiz evli
    Of gençliğim eyvah

    Atar ingiliz atar pişman olursun
    Kan alıcı fırkaya kurban olursun
    Of gençliğim eyvah

    İstanbul’dan çıktım başım selamet
    Çanakkale’ye varmadan koptu kıyamet
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale seni duman bürüdü
    Ali Kemal Bey’in namı yürüdü
    Of gençliğim eyvah

    Tayyare ile uçarız, dağlar aşarız
    Bize tayyareci derler, düşmanları yıkarız
    Of gençliğim eyvah.

    Çanakkale İçinde Türküsüne Farklı Bir Bakış

    Çanakkale, I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden sadece bir tanesiydi. Ancak Çanakkale Savaşı’nın taşıdığı önem bunun çok ötesindedir.

    Çanakkale Savaşı, tarihi bir dönüm noktası, Dünya tarihini etkileyen önemli gelişmelerden birisidir. Bütün olumsuz şartlara rağmen burada kazanılan zafer, bir savunma savaşının kapsamını aşan, sadece savunulan bölge ve ülke itibariyle değil, dünya dengelerini sarsan ve değiştiren bir çerçeveye ulaşmıştır.

    Bu zaferin belkide bizim için en önemli yanı, Milli Mücadele ruhunun ilk meşalelerinin burada yakılmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk temel taşlarını atan Türk Milleti’ne Mustafa Kemal Atatürk’ü kazandırmış olmasıdır.

    Bunun yanı sıra Çanakkale zaferi, hastalanmış, hatta ölmüş gözü ile bakılan Türk Milleti’ne şan, şeref ve güven kazandırmış, özbenliğini yeniden kazanmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca, Türk Milleti’nin askerlik kabiliyetini, fedakârlık ruhunu, vatan ve millet sevgisini, manevi gücünü bir defa daha dünyaya göstermiştir.

    Bu türkü de Çanakkale savaşlarında şehit olan askerlerimiz için yakılmıştır.