Çanakkale savaşında esir düşenler kimlerdir Çanakkale, kazanılan zaferlerin tarihi kadar şehitlerin ve gazilerin öyküleriyle de eşsiz bir destandır. Fakat bu destan dile gelirken savaş esirlerinin öyküleri bir parça ihmale uğrar hep. Çanakkale’de esir düşenler için, ilk sürgün yeri Malta olurken, İngilizler, Fransızlar ve diğer devletler, esirleri el altından kendi ülkelerine götürmüşlerdi. Esirler meselesinde aydınlanamamış çok hikaye var. Fransızlar tarafından esir alınan Türk askerlerinin öyküsü gibi. Çanakkale’de esir alınan 50 kadar Türk askeri Fransa’nın güneyindeki Carcasson kasabasına götürülür. Fransa’nın Akdeniz sahilinde bulunan; Bordeaux, Toulousa ve Marsilya’ya komşu olan kasabada 1919 yılına kadar yaşarlar ve birbirine yakın tarihlerde hayatlarını kaybederler. Toplu ölümleri o dönemde salgın olan İspanyol nezlesine bağlanır. Şimdi, St. Michel mezarlığında ay-yıldızlı bir mezar taşında 10 Çanakkale gazisinin isimleri ve ölüm tarihleri bulunuyor. Hıristiyanların haçlı mezar taşları arasında yer alan ay-yıldızlı mezar taşı, geçtiğimiz yıl Türkiye’nin Fransa Büyükelçiliği Marsilya Konsolosluğu tarafından bir anıt haline getirildi. İlk kez 18 Mart 2007’de düzenlenen tören, bu yıl da gerçekleştirilecek. Henüz bir yıl öncesinde resmî bir hüviyete sahip olan anıt, Fransa’nın diğer şehirleri ve Avrupa’nın diğer kentlerinden de ziyaretçi akınına uğruyor. 18 Mart yaklaşırken, Çanakkale’nin Türkiye sınırları dışında kalan bu boyutunu sizlerle paylaşmak istedik. İsimleri, Şuayb bin Hüseyin, Mustafa bin Mehmet Ali, Mustafa bin Mahmut, Cemal bin Ahmet Ali, Nazıl bin Ahmet, Sami bin İbrahim, Cafer bin Abdullah, Tevfik bin Ahmet, Halit bin Hasan ve Mevlüt bin Hasan. Hepsi de Çanakkale Savaşı’na katılıp gazi olan askerler. On binlerin şehit olduğu, on binlerce askerin ise çatışmalardan sağ olarak kurtulduğu savaşın üzerinden 93 yıl geçmesine rağmen onların hikâyeleri gün ışığına ancak çıkıyor. Çanakkale Savaşı’na katılıp gazi olan on binlerce asker gibi onların da farklı bir öyküleri var. Fransa’nın Toulousa kentine 100 km mesafede bulunan Carcasson kasabasındaki St. Michel mezarlığında, onlarca haçlı mezar taşının arasında ay-yıldızlı tek bir mezar taşının üzerinde isimleri yazıyor. Fransızlar tarafından esir alınarak buraya getirilen askerler, 1918 ve 1919 yılında birbirine yakın tarihlerde vefat etmişler. Ölümleriyle ilgili ise tek bir rivayet var: O dönemlerde yaygın olan İspanyol nezlesine yakalanarak hayatlarını kaybettiler. Çanakkale’nin, bundan öte daha kapsamlı olarak Birinci Dünya Savaşı’nın Osmanlı’ya ya da bugünkü tanımla Türkiye’ye bakan yüzünde, kazanılan zaferlerle beraber yaşanan kayıplar ve acılar da vardır. Osmanlı topraklarının dört bir yanında açılan cephelerde 700 binden fazla şehit, 200 bin de esir verilmiştir. Bu esirler, Çanakkale’den Korsika’ya, Kafkas Cephesi’nden ve Galiçya’dan Sibirya’ya, Irak ve Filistin’den Mısır’a, Hindistan’a, çok çeşitli ve uzak ülkelere gönderilir. Yine rakamlarla 250 bin kayıptan söz edilen Çanakkale Savaşı’nda, şehit ve gazi olan, yaralanan askerler gibi esir düşen askerler de vardır. Çanakkale ve Gelibolu savaşları sırasında esir düşen 2 bine yakın Osmanlı askeri önce Gelibolu sahilinde oluşturulan dikenli tellerle çevrili bir kafese konulur. Daha sonra önce Ege adalarına, ardından da Mısır’a gönderilir. Eylül 1916’da ise 2 bini Gelibolu’dan, geri kalanı da diğer cephelerden olmak üzere 4 bin Osmanlı esiri Mağusa’ya getirilir. Bu savaşta Mağusa ve Mondros, esirlerin çoğunlukla götürüldüğü yerlerdir. Çanakkale Savaşı’nda Fransızların Gelibolu’daki çıkarma bölgeleri Kumkapı ile Morto koyu idi. Fransız askeri birliği burada büyük bir direnişle karşılaşır. Ancak, askerî güç nedeniyle de Morto sahillerinde hâkimiyeti sağlar. Zorlu çatışmaların yaşandığı bu savaşa, Fransızlar yanlarında Gurka denilen acımasızlığı ile tanınan ve ellerinde palalarla savaşan askerleri de getirmişlerdir. Bu güçle başta hızla ilerlerken daha sonra çıkarma bölgelerine takılıp kalırlar. 25 Nisan’da başlayan çıkarma sonrasında haziran ayına kadar ciddi bir ilerleme sağlayamayan Fransız kuvvetleri, farklı stratejileri gündeme alır. Bu arada, ‘Sargı Yeri’ gibi hastaneler bombalanır, Akbaş Limanı’ndan hareket eden ve İstanbul’a yaralı taşıyan gemiler ateşe verilir. Ele geçirilen esirler ise gelecekte bir daha sorun oluşturmaması düşüncesiyle ölüme mahkûm edilir. Bir kısmı ise Limni adası ve Bozcaada’ya daha sonra altyapı işlerinde çalıştırılmak üzere gönderilir. Fransızların planlarından biri de esir Türk askerlerini uzak topraklara sürmektir. İngilizler, bu çerçevede özellikle Malta adasını tercih ederken, Fransızlar esir askerlerin bir kısmını ülkelerine götürür.