Çanakkale Geçilmez Tiyatro Metni

Konusu 'Eğitim Konuları' forumundadır ve Adile tarafından 19 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Çanakkale Savaşı Geçilmez Tiyatro Metni

    (SİLAHINI VERMEYEN ŞEHİT ASKER)

    Konuşkan : Çanakkale Savaşından seneler sonra anıtlar yapmak üzere yollar açılmaktadır.Şimdi Kanlı Sırt Kitabesinin olduğu yerde kazı yapılırken elinde tüfeği ile bir şehide rastlandı.Şehit askerimiz elindeki silahı sımsıkı muhafaza etmektedir.
    ( Ortada çuvallardan bir siper yapılmıştır.Askerler siper kazmakta,yolu ölçmektedir.Üç asker ve üsteğmen sahnededir.Askerler bir yandan da sohbet etmekte,üsteğmen yakınlarında oturmaktadır.)

    1.Asker: Çok değil bundan Elli sene önce buralarda ne fırtınalar kopuyordu.Babalarımız,amcalarımız dedelerimiz Çanakkale’yi düşmana daracık ettiler.
    II.Asker : 250.000 cana mal oldu bu. Dile kolay 250.000 genç…Benim amcam da Çanakkale gazisiydi.
    Neler anlatırdı neler!Uykusuz,yorgun geceler,aylarca ölümün nefesini ensesinde hissettik mücadeleler.Çok zorluklar çekmişler .

    III.Asker: Üstte yok,başta yok…Yarı tok aylarca cenk etmek kolay mı?

    II.Asker: Dünyanın en sert mücadelelerinden biri olmuş.Amcamın yanında siperde tüm arkadaşları şehit olmuş.O birkaç küçük yarayla kurtarmış.Çok zor savaşmış oradan da Kurtuluş Savaşına katılmış,bir çok cephede savaşmış.Ama hiç şikayet etmedi,yıllarca süren zorlu savaşlardan…Bir daha olsa bugün yine giderim,vatana her şeyim feda olsun derdi hep.

    1.Asker:Nerdeyse bahar geldi,şu soğuğa bak.İçim üşüdü valla.Yaman oluyor şu Çanakkale’nin ayazı da rüzgârı da.
    Üsteğmen doğru söylersin asker..Çanakkale’nin soğuğu ve ayazı meşhurdur.Baharda bile dayanılmaz olur, bazen…Fakat Çanakkale Savaşları (1915 Mart’ından 1916 Ocak) sonlarına kadar sürdü. Kış ayazını da yedi Çanakkale de savaşan kahramanlar… üzerlerindeki incecik elbiseleriyle hem düşmanla hem soğukla boğuştular.Doğru söylersiniz çok sert savaşlar oldu bizim bulunduğumuz şu yerlerde de..Aşağıdaki müzede havada birbirini vuran kurşunları görmediniz mi?Nasıl sert savaşlar olduğunu varın siz düşünün.

    III.Asker:Haklısınız komutanım.Biz de gelmiş bahar ayında soğuktan şikayet ediyoruz.Atalarımızın yaptığının yanında askerlik mi yapıyoruz biz?

    Üsteğmen: Öyle demeyin..Kendinize haksızlık edersiniz.Şu anda savaş çıksa can-ı gönülden katılmayacak mısınız?

    Askerler (Hep bir ağızdan): Seve seve komutanım
    Üsteğmen :Bakın siz de o yüce kahramanlar için çalışıyor,onlara lâyık anıtlar yapmak için uğraşıyorsunuz.Kazma kürek günlerdir çalışıyoruz.Fakat ne yapsak az onlar için.Şu metreyi getirin de şurayı ölçüp işaretleyelim. ( I.Asker,emredersiniz deyip metreyi getirir.Yan tarafta üsteğmenle I.. asker ölçüm yapmakta işaret koymaktadır.Öteki iki asker de kazma kürek çalışmaya devam etmektedir.İçeriye Çanak kale Gazisi Halil Emmi girer.)

    Halil Emmi: Selamün aleyküm komutan.Kolay gelsin

    Üsteğmen : Aleykümselam amca, hoş geldin

    Halil Emmi: Ben Çanakkale Gazisi Halil İntepe köyündenim.Duydum ki şehitlerimize anıtlar yapılı yormuş.Duydum geldim hemen.Belki bir yardımım dokunur.

    Üsteğmen : Sağol emmi. Sen yapacağını yapmışısın bu vatana..Bundan böyle sen dinlen.Onu da biz gençler halledelim izninle..

    Halil Emmi : Olur mu komutan ?Daha elim kolum tutuyor Allah’a şükür.Her Türk’ün ölene kadar vatana hizmeti devam eder. (Duygulanır.Duraklar….İç geçirir.) Çok arkadaşım,çok komutanım yanımda şehit oldu.Aha şu aşağıda Edincikli Ahmet’le Yozgatlı İsmail ,tam yanımda şehit oldular.Kurşun beni sıyırıp geçti…(İyice duygulanır.) Ne yiğitti ikisi de..Onlar için yapılacak anıtlarda izin ver de benim de emeğim bulunsun.(ağlamaklıdır.)

    Üsteğmen :Tamam emmi,az bir soluklan,dinlen,sakinleş…Otur şu sandalyeye de dinlen.Bakarız birazdan.
    (Halil Emmi oturur.Üsteğmen,elini Halil Emmi’nin omzuna koyar,o da duygulanmıştır.II.askerin küreği bir şeye takılır,yanındaki askerle konuşmaya başlar

    II.Asker: Küreğim sert bir şeye takıldı.Gel bir bak hele!(Küreğini çuvalların arasında gezdirir,kürek takıl
    makta,çalışmamaktadır.)

    III.Asker:Taşa,kayaya takılmıştır.Oynat küreği çalışır o. (II. Asker oynatmaya devam etmekte,başarama-
    maktadır.)

    II.Asker:Olmuyor..Allah Allah! Bir şey var burada…Küreğime takılıp duruyor.Gel şurayı kazmayla az eşeleyelim.(III.Asker,kazmayla eşeler,vurur gibi yapar.)

    III.Asker doğru söylersin bir şey var burada.Elimizle eşeleyelim hele..(Elleriyle toprağı kazar gibi yaparlar.)
    II.Asker: İşte görünüyor,az kaldı çıkacak.Ha gayret!Aman Allahım! Bu bir şehit!Elinde silahı da var.
    Demek kazma küreğimiz silahına takılıyordu.(Komutana seslenir) Komutanım,komutanım!Topraktan bir şehit çıktı,.Elinde de silahı var.(Üsteğmen,I .Asker ve Halil Emmi gelirler..Şehide doğru bakarlar.)

    Üsteğmen : Hayret,hiç bozulmamış…Yandan sedyeyi al gel hemen.

    II.Asker :
    Emredersiniz.(Sedyeyi almak üzere çıkar.)

    Üsteğmen : (Şehide bakar.)Sanki dün gömülmüş gibi.

    I.Asker: Şehidi ne yapacağız komutanım.(Halil Emmi de şehide bakmaktadır.)

    Üsteğmen : Az aşağıdaki şehitliğe götürüp gömelim.(Tutarlar,alıp yerdeki sedyeye koyarlar.Acıklı bir fon müziği çalar)

    Halil Emmi: Çanakkale Savaşları… …Son kale Çanakkale…. Neler gördüm neler ……Denizden dev gemileriyle,karadan makinelileriyle,gökten tayyareleriyle geldiler,ölüm kusuyorlardı.Mehmetçiklerimiz işte böyle ellerinde,vatan uğruna (bayrağı çıkarır) bu bayrak uğruna tüfekleriyle kahramanca şehit oldular.
    Üsteğmen Askerlere dönerek) Silahını alın da tekrar gömelim.(III.Asker tüfeği almaya çalışır.Sertçe çekse de almayı başaramaz.3 asker birlikte denerler,yine de almayı başaramazlar.)

    I.Asker : Komutanım,silahını vermiyor.(Yine tüfeğe asılırlar,ama alamazlar.Şaşkındırlar.)
    Halil Emmi : Belli ki bu şehit de Allah’ın huzuruna görev başında gitmek istedi komutanım.Mehmetçik
    komutanının her emrini dinler.Ona söyle de silahını teslim etsin.
    Üstteğmen: (Sert bir ses tonuyla) Asker ! Ben Üsteğmen İsmail BAŞOL! Görev bitti ! Silahını teslim et. (Şehidin parmakları açılır.Üsteğmen,silahı alır.Halil Emmi elindeki bayrağı şehidin üstüne örter ve seyircilere dönerek,bayrağı tutup şu şiiri okur.

    Halil emmi:
    Kartal gibi duruşun
    Şanıma şan katıyor.
    Dalga dalga vuruşun
    Canıma can katıyor
    Ey zaferin hür süsü,
    Seninle güzel gökler.
    Şehidimin örtüsü,
    Seninle coşar yürekler..
    Seni gökte buldukça,
    Artar şerefim,şanım.
    Bu diyarlar durdukça
    Yoluna kurban canım..
    Gülmenin en güzeli
    Sana bakarak gülmek;
    Ölmenin en güzeli
    Sana sarılıp ölmek
    [Perde kapanır. Anlatıcı perdenin önüne gelir]

    KONUŞKAN :Bugün tüm şehitleri anma günümüz.Tarihin derinliklerinde yüz binlerce şehidimiz yatıyor.Trablusgarp’ta,donarak öldükleri Allahu ekber Dağlarında,Kurtuluş savaşında, Balkanlar da ,Kore’de, Kıbrıs’ta. Hepsinin ruhları şad olsun….Ayrıca günümüzde ve son yıllarda terör örgütlerince kahpece şehit edilen kahraman subay ve fedakâr öğretmenlerimizi, askerlerimizi,polislerimizi,tüm kamu görevlilerimizi ve masum vatandaşlarımızı da rahmet ve şükranla anıyoruz.Ve onların kanları ve canlarıyla bize emanet ettikleri vatanımızın güvenilir ellerde olduğunu belirtmek istiyoruz.