Kurbanın ya da zekatın farz olmasının şartlarından biri de, borçlu olmamaktır. Alimlerimiz: “Kullar tarafından talep edilen borçların hepsi zekatın farz olmasına manidir. Bu borç; ister kulların her hangi birinin, ödünç gibi; alınmış olan bir şeyin bedeli gibi, telef olunmuş bir şeyin ödenmesi gibi bir alacağı olsun; isterse nakitlerden, ölçülebilen, tartılabilen şeylerden veya elbise, hayvan kan bedeli ve emsali gibi şeylerden olsun; isterse bu borçlar, tecil edilmiş olsun veya isterse bu borç, zekat borcu gibi Allah için bir borç olsun, bunların hepsi, zekatın farziyetine mani olma bakımından aynıdır.” demişlerdir. (Abdullah bin Mahmut bin Mevdudu’l Mavsili - El İhtiyar) Borcu haricinde nisap miktar malı olan kimse dinen zengin sayılır ve nisap miktarı mala sahip olan bir Müslüman’ın zekat ve kurban gibi ibadetlerini de yerine getirmesi gerekmektedir.. Kurban Bayramında ibadet amacıyla kurban kesmek, hür, mukim (yolcu olmayan), Müslim ve zengin kimseye (kadın-erkek) vacibdîr ayrıca zenginden maksat, temel ihtiyaçlarından 20 miskal (80.18 gr.) altın ya da bu değerde para veya mala sahip olan kimseye denir. Kurban ile zekâtın nisabı aynı olmakla birlikte, kurban nisabında malın artıcı olması (Para ya da ticaret malı gibi) ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmaz. Sonuç olarak; borcunuzu düzenli olarak her ay ödemeniz dışında 80.18 gr altın yahut buna eşdeğer miktarda malınız kalmıyorsa size kurban düşmez.