Biz önceki ümmetlerle aynı şekilde mi oruç tutuyoruz?

Konusu 'Oruç tutmak' forumundadır ve Adile tarafından 22 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Yeme-içme ve cinsel ilişki sınırlamasının olduğu orucun Bakara sûresinin 183. ayetiyle farz kılındığı, daha sonra da bunun aynı sûrenin 187. ayetiyle nesh edildiğini dile getirenler vardır. 183. ayetin meali şöyledir:

    “Müminler! O oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Belki kendinizi korursunuz.”

    İbn Abbas’tan yapılan rivayete göre, oruç önce Bakara sûresinin 183. ayetiyle önceki şeriattaki gibi, yani geceleri yeme-içme ve cinsel ilişki yasağı olduğu halde farz kılınmış, daha sonra da 187. ayetle oruç gecelerindeki bu sınırlamalar kaldırılmıştır. Nitekim aralarında Ömer b. el-Hattâb’ın da bulunduğu bazı sahabilerin oruç gecelerindeki bu sınırlamayı ihlal ettiklerine dair bazı rivayetler de bunu destekler gibidir.

    Gerçekten de Bakara sûresinin 187. ayetinin, nesih unsuru taşıdığı söylenir ve bu konuda bazı rivayetlerden bahsedilir. Özetle, önceleri oruç gecelerinde yeme-içme ve cinsel ilişki konularında bazı sınırlamalar varmış. İftar eden kişiye yeme-içme ve cinsel ilişki, yatsı namazına yahut uyuyuncaya kadar mubahmış ve bu uygulama 187. ayet ininceye kadar uygulanmış. Bu yasağı ihlal edenler olunca söz konusu âyetle önceki şeriatın bu hükmü kaldırılmış ve oruç gecelerinde cinsel ilişki serbest hale gelmiş. 183 ve 184. ayetlerin, orucun zamanı ve mükellefiyet şartları hususunda neshe uğradığı; önceleri her ay üç gün tutulan ve güç yetirebilenlerin isterlerse tutmayıp yerine fidye verebilecekleri orucun daha sonra 185. âyetle Ramazan ayını oruçlu geçirme şeklinde nesh edildiğini söyleyenler de vardır. 183. âyetin neshe uğradığını söyleyenlerin olması dikkat çekicidir.

    Ayet incelendiğinde, gün içinde orucun tutulma süresi ve cinsel ilişkinin hükmü hususunda bir neshin gerçekleştiği sonucuna varılabilir. Ayette geçen “أُحِلَّ لَكُمْ = sizin için helal kılındı” ifadesi öncekilerin hükmünden farklı bir hüküm söz konusu olduğunu gösterir gibidir. Nitekim 183. ayette öncekilerinki gibi farz olan orucun hüküm ve vasıf açısından benzerlik taşıdığını, bu orucun vasıf yönüyle neshinin “أُحِلَّ لَكُمْ” denilerek 187. ayetle gerçekleştiğini söyleyenler vardır.

    Esasında tüm bunlar 187. ayetin metniyle de örtüşmektedir. Ayette geçen “sizin için helal kılındı = أُحِلَّ لَكُمْ” ifadesi, yeni hükmün önceki şeriattan farklı olduğuna işaret etmektedir. Yine ayette geçen “Allah, kendinize olan güveninizi sarsıcı işler yapmakta olduğunuzu bildi, tevbelerinizi kabul etti ve sizi affetti = عَلِمَ اللَّهُ أَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَخْتَانُونَ أَنْفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْوَعَفَا عَنْكُمْ” şeklindeki ifadeler, bazılarının bu sınırı aştığını, ancak Allah’ın bunları affettiğini göstermektedir. Aynı şekilde âyette geçen “فَالْآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُوا مَا كَتَبَ اللَّهُ لَكُمْ = Bu vakitte onlarla birleşin ve Allah’ın sizin için yazdığını arayın” şeklindeki ifadeden de yeni bir hükmün geldiği anlaşılmaktadır.

    Resûlullah ve ona tâbî olanlar, önceki şeriata göre oruç tutuyor olmalıydılar. Nitekim buna dair rivayetler herkesin malumudur. Bu, Medine’de Bakara sûresinin 183. ayetiyle; Kur’an’i vahiyle tasdik edilmiş oluyordu. 184. ayetin başındaki “أَيَّامًا مَعْدُودَاتٍ= bilinen günlerde” şeklindeki ifade, önce tutulan ve Kur’an’la da tasdik edilen orucun zamanının bilindiğini göstermektedir. 187. ayetle, oruç gecelerindeki yeme-içme ve cinsel ilişkiye dair sınırlamalarda genişlemeler oldu. Çünkü bunu ihlal edenler oluyordu.
     
    Son düzenleyen: Moderatör: 2 Ekim 2016