Bir-i Maune Olayı Nedir Kısaca Uhud Savaşı’ndan bir süre sonra Arap Yarımadası’ndaki kabilelerden biri olan Âmiroğulları’nın reisi Medine’ye geldi. Peygamberimiz ile görüşerek İslam hakkında bilgi aldı. Anlatılanlardan çok etkilenmişti. Ancak kabilesi İslam’ı kabul etmeden kendisi Müslüman olmayı doğru bulmadı. Dinledikleri kabilesine de anlatılırsa Müslüman olacaklarını düşünüyordu. Bu yüzden İslam’ı anlatmaları için davetçiler istedi. Peygamberimiz Recî’ olayından dolayı daha dikkatli davranıyordu. Sahabilerinin hayatlarından endişelendiği için kabile reisinin teklifini tereddütle karşıladı. Adam ısrar edince Resulullah, İslam daveti için gidecek olan sahabileri koruyacağına dair ondan kesin söz aldı. Sonra da sahabilere yolculuk için hazırlanmalarını emir buyurdu. Kabile reisinin verdiği söze güvenen Hz. Peygamber, bir süre sonra sahabilerden yetmiş kadar hafızı seçti. Çoğu ensardan olan ve İslam’ı iyi bilen gençleri, kabile halkına Kur’an’ı öğretmekle görevlendirdi. Ayrıca kabilenin ileri gelenlerine hitaben bir de mektup yazdı. İslam daveti için yollara düşen sahabiler, Bi’r-i Maûne denilen yerde konakladılar. Dinlendikleri sırada tuzağa düşürülerek kılıçlarını dahi çekmeye fırsat bulamadan hainlerin attığı ok ve mızraklarla şehit oldular. Davetçilerden yalnızca ikisi sağ olarak kurtulabildi. Kabile reisi verdiği sözü tutamamış ve İslam davetçilerini koruyamamıştı. Sahabilerin başına gelenleri vahiy yoluyla öğrenerek ashabına anlatan Peygamberimiz, bu olay karşısında çok büyük bir üzüntü hissetmişti.