"Boşama hakkı iki defadır. Bundan sonra yapılması gereken ya meşrû tarzda güzelce birlikte yaşama yahut eşini güzellikle salıvermedir.”(Bakara Sûresi, 2/229) âyetine göre dinimiz bir kişiye iki kez boşama yetkisi vermiştir. Yani bir kişi ikinci boşamasından sonra da eşine dönerek evliliğini devam ettirebilir fakat üçüncü kez hanımını boşarsa, hanımı başka bir eşle evlenip onunla beraber olmadan ve yine evlenen bu kişiler tabii bir şekilde ayrılmadan ilk eşiyle evlenmesi helâl değildir. Bununla dinimiz, erkek tarafından boşamanın kadına karşı bir silah olarak kullanılmasını engellemiş ve boşamanın ciddiyetine dikkat çekerek düşünüp taşınmadan rastgele yapılacak boşamaların önüne set çekmiştir. Buna göre kişi eğer hanımını boşadıktan sonra hata yaptığını anlar ve tekrar evliliğini sürdürmek isterse, yeniden evlilik kapısı açık bırakılmıştır. Aynı durumun ikinci kez daha tekrarına müsaade edilirken, artık üçüncü kez de talâk vukua geldiğinde, bundan anlaşılır ki bu evlilik devam etmeyecektir çünkü evlilik için onca masrafa girmiş, hanımına mehrini vermiş, belki çocukları bulunan bir erkeğin, öyle kolay kolay boşama işine girişmesi düşünülemez fakat burada üzerinde çokça tartışmaların yapıldığı mevzu, bir seferde söylenen üç boşama lafzının bir talâk mı yoksa üç talâk mı sayılacağı hususudur. Meselenin aslına baktığımızda, ehl-i sünnet ulemasının çoğunluğunun görüşü bellidir, o da bu üç talâkın geçerli olacağıdır. Yani, dört mezhep imamının yanında selefin büyük çoğunluğu da kocanın eşini tek sözle üç defa boşamasını, üç boşama olarak saymışlardır. Diğer taraftan Zahirilerle, sonraki fukahadan İbn Teymiyye ve onun talebesi olan İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye ise bir seferde söylenen üç talâkla ancak bir boşamanın meydana geleceği görüşünü benimsemişlerdir. Şimdi her iki grubun da dayandıkları delillere kısaca göz atalım.