Bedel Haccı Nedir?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 17 Ocak 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    BEDEL HAC

    Kendisine hac farz olmuş ancak eda etmesine vücut sağlığı elverişli olmayan bir kimsenin, yerine başkasını göndermekle eda edilen hac. Nafile hac için hiç bir şarta bağlı olmaksızın; farz olan hac için ise, sağlığının elverişli olmaması şartıyla, bir kimse kendi yerine bir başkasını gönderir ve haccın sevabını alır. Çünkü böyle bir durumda insan malını Allah yolunda hac için harcamış demektir. Böyle bir harcamayı kendisi yapabileceği gibi, başkasına da kendi adına yaptırabilir.

    İslamî kaynaklarda hac için bedel (naib) tutmaya "ihcac", bedel tutan kimseye "amir", menûb veya "mahcûcun anh" denir: Ayrıca bedel gönderilen kimseye "me'mûr", yol masrafı olarak verilen mal veya paraya "nafaka" ve haccı ifsad etmesi halinde nafakayı geri ödemesine "tazmin" adı verilmektedir.

    İslam'da ibadet; mal, beden ve hem beden hem de malın birleştirilmesiyle yapılan ibadet olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan mal ile yapılan zekat, kurban, sadaka, keffaret vb. ibadetlerde vekalet kayıtsız şartsız caizdir. Abdest, namaz, oruç gibi beden ile yapılan ibadetlerde ise hiç bir halde mümkün değildir. Hem beden hem de mal ile yapılan hac veya umre gibi ibadetlerde ise acizlik (sağlığın yeterli olmaması) halinde caiz, yapmaya kadir olması halinde ise farz olan hac için caiz değil, nafile hac için caizdir. Burada söz konusu edilen acizlik, ölüm veya ölüme kadar süren daimî bir acizliktir.

    Aslında bir kimse bütün ibadetlerinde, işlediği amelin sevabını başkasına bağışlayabilir. İbadeti yaparken, görünüşte kendisi için niyet etmiş olsa bile sevabını başkasına hibe edebilir. Allah'u Teala'nın "İnsan için ancak kendi emeğiyle kazandığı vardır." (en-Necm, 53/39) buyurduğu ayet, "ancak sevabını kendine bağışladığı ameli vardır." diye tefsir edilmektedir. (İbn abidîn, Haşiyetü Reddi'l-Muhtar, Mısır 1966, II, 596, 597).

    Dolayısıyla müslümanların birbirlerinin yerine sadaka vermeleri Allah için kurban kesmeleri hacca gitmeleri veya bedel göndermeleri ve sevabını bağışlamaları caizdir. Mükafatı görülür ve onların hayırla anılmalarına vesîle olur.

    Bedel haccın sahîh olması bazı şartlara bağlıdır. Bu şartlar şöyle sıralanabilir:

    1- Hac, amir üzerine farz olmuş bulunmalıdır. Farz olmadan haccettirecek olursa nafile olarak kabul olur. Daha sonra farz olursa tekrar eda etmesi gerekir.

    2- amir, haccını edadan önce sağlık açısından aciz olmalıdır. Sağlam bir kimse, önce hacca bedel gönderip sonradan aciz duruma düşse haccı makbul sayılmaz.

    3- amir, bedel gönderdiği adamı, isteyerek ve bunu ona bildirerek göndermelidir. İzinsiz ve gıyabında yapılan bedel hac caiz olmaz.

    4- Bedel giden me'mûr müslüman, akıllı ve hac menasikini gereğince yapabilecek temyiz kudretine sahip olmalıdır. Daha önce hacca gitmemiş kişiyi veya kadını hac için bedel göndermek caiz ise de, daha önce haccetmiş hür bir erkeği göndermek daha iyidir.

    5- amir normal olarak yol masrafını (nafaka) vermelidir. Yetmemesi halinde, bedel kendi parasından harcar ve dönüşünde amirden isteyebilir, artmışsa iade eder.

    6- amir ile me'mûr arasında nafakadan başka bir ücret belirlenemez. Çünkü ibadete -bedel olarak da olsa sadece ibadet maksadıyla gidilecektir.

    7- amir, hac türlerinden (ifrad,* temettu'* ve kıran*) hangisini emrederse, me'mûr onu eda eder. amirin emrettiği hac veya umreyi eda ettikten sonra, kendi namına da hac veya umreden birini yapsa caiz olur.

    8- amirin verdiği nafaka hangi bineğe (vasıtaya) uygunsa me'mûr onunla gider. Binek için nafaka alır da, ucuz olur diye yaya veya daha ucuz vasıta ile giderse caiz olmaz.

    9- amirin verdiği nafaka yeterli ise kendi ikamet ettiği yerden; değilse yeterli görülen bir yerden yola çıkılır.

    10- Bedel hac için niyet edilirken,

    "vekaleten haccedileceğine" niyet edilmesi şarttır. amirin adını unutursa, kalbî niyet yeterli olur. Fakat kendi adına da veya iki kişinin birden bedel haccına niyet ederse hiçbiri kabul edilmez.

    11- amir "Benim yerime filan kimse haccetsin, başkası değil." derse belirttiği kimseden başkası bedel gidemez; "...başkası değil" kaydını koymazsa üçüncü bir kimsenin bedel gitmesi caiz olur.

    12- Temettu ve kıran hac türlerinden gereken kurban, vekile vacip olur. Cinayet kurbanı da vekîle vacip olur. Hac veya umre erkanından, bir hatasından dolayı vekil "muhsar: manen engellenmiş" olursa ve amir sağ ise kurban amire aittir. İmam Ebû Yusuf'a göre bunu da vekil üstlenir.

    13- Müteveffa bir amirin vasiyyeti üzere gönderilen bedel yolda ölürse, ikinci bir vekîl tayin edildiğinde, İmam-ı azam'a göre, ölü olan amirin malının üçte birinden geri kalan ile ve amirin ikamet ettiği yerden başlayarak hacceder. İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise önceki vekilin öldüğü yerden haccı tamamlar.

    14- Me'mur eğer, Arafat'ta vakfeden önce cinsî yakınlıkta bulunursa haccı fasit olur, üzerine kurban gerekir ve nafakayı amire veya mirasçılarına geri öder.

    I5- Bedel hac, amirin belirlediği senede yapılmalıdır. Hastalık vb. elde olmayan bir sebeple vekil tarafından tehir edilirse nafakayı iade etmez, imkan bulduğu bir senede eda edebilir.