Barış mı Gaflet mi?

Konusu 'İslami sözlük' forumundadır ve Lasey tarafından 9 Haziran 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Barış mı Gaflet mi?

    İnsanın en büyük derdi kendisi. Nefs deyip, derdimiz olan yanımızla aramıza ufak da olsa bir mesafe koyuyoruz ancak o biziz! Önce dizginlememiz, dur dememiz gereken; söyleyeceğine susturmamız, yapacağına engel olmamız, öfkesini teskin etmemiz, tembelliğine yeter deyip ayağa kaldırmamız gereken bizleriz. Sonra terbiye edip, temizleyip arındırmamız gereken biziz. “Nefs işte!” deyip yükü omzumuzdan indirmenin bir yolu da yok, İslami ve insani bir yanı da…

    Bütün bunlara bir yol bulunur elbet. İmkansız olsaydı, istiap haddimizi aşsaydı istenmezdi. Fakat bu “kendisiyle barışık olma” kültüründe bütün zemmedilen, ilahi gazabı celp eden hallerimizle barış ilan edip koynumuzdaki düşmanı beslemeye başlamışsak ne yapacağız? Ya nefsimizi, kendimizi unuttuysak ne yaparız!

    “O kimseler gibi olmayın ki, onlar Allah’ı unuttular da Allah da onlara nefslerini unutturdu” ilahi ikazı bize yapılıyor. Dilinde Allah olan niceleri hakikaten O’nu hatırlıyorlar da mı zulmediyorlar. Hatırlıyorlar da mı cirmi nereye yetiyorsa orayı ifsat edebiliyorlar? Hatırlamak, dile yerleşmiş ama bütün muhtevasını, atıflarını yitirmiş tekrarlar değil ki! Dil O’nu söylediği halde kalp nerededir?

    “Allah da onlara kendilerini unutturdu” cümlesi, iç barışımız zannettiğimiz gafleti yüzümüze çarpan, önce kendimizle savaşa tutuşturan, sonra hakiki ve ebedi barışa davet eden azim bir ikaz. Mesajı alan insanın yalnız başına, hele de nefsin bu altın çağında, ancak nefsini yani kendini bilenlerle taşıyabileceği bir büyük emanet. Kelamullah nuruyla, evliya nazarıyla, dua ve tazarruyla üstesinden gelebileceği bir sorumluluk. İnsan olma sorumluluğu.