Ayasofya Camii'nin Tarihçesi

Konusu 'Genel Bilgiler' forumundadır ve Adile tarafından 1 Mart 2018 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi

    İstanbul’da Bizans kilisesi. Günümüzde müze olarak kullanılan Ayasofya kilisesi, Büyük Konstantinos l| döneminde Önce ahşap olarak yapıldı (360). Kentin en bü-. yük yapısı olduğundan, ”Büyük Kilise” diye anılırdı.Sonradan adı Hagia Sofia (Ayasofya) oldu. Bu ad İncil’de, İsa’nın niteliklerinden biri olan ”Kutsal Bilgelik” anlamına gelmekteydi. Yapı, 404’te, Patrik Khrysostomos’un sürgüne gönderilmesi üstüne çıkan büyük halk ayaklanmasında yıkıldı. Yerine ikinci kez gene ahşap bir kilise yapıldı (415). Bu da 532 yılında,Hipodrom',da başlayan Nika ayaklanmasında yakılıp yıkıldı. Bunun üstüne imparator ustunianos, kilisenin üçüncü kez yapılması için buyruk verdi. Yapının bir kez daha yanmasını Önlemek için taştan yapılmasına ve imparatorluğun görkemini yansıtacak yücelikte olmasına kara verildi. Planı, dönemin ünlü ustaları Anthemios ve İsidoros’a çizdirildi. Ayasofya’nın bu Sonuncu yapımında 1 000 usta ve 10 000 işçi çalıştı.Çalışmalar 25 Şubat 532’de başladı; kilisenin açılış töreniyse 3337’de yapıldı.
    Bu yapı, bugünkü Ayasofya’dan farklıydı. Bitiminden 22 yıl sonraki büyük depremde (558), kubbenin doğu yönü bütünüyle çöktü ve önemli bir onarımdan sonra, 562’de bir kez daha tekrarlanan törenlerle yeniden açıldı.

    Ayasofya, bundan sonra da çeşitli nedenlerle birçok onarım gördü. Yapıya en büyük zarar, Istanbul’u yağmalayan (1 206) Batı hıristiyanlarının Haçlı orduları tarafından verildi: Haçlılar, bütün kentgibi, bu anıtsal yapıyı da yağmaladılar ve kilisedeki kutsal eşyaları sökerek, kırarak hayvanlarına süs yaptılar. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethedince (1453), 1206’dan beri harap ve bakımsız bırakılan Ayasofya’da ilk cuma namazını kıldı. Kilise büyük onarımlarla ve içinde yapılan küçük değişikliklerle camiye dönüştürüldü ve Osmanlı İmparatorluğu süresince çok iyi bakım gördü.

    Cumhuriyet döneminde, Atatürk’ün isteğiyle Ayasofya, Bizans sanatını belirleyen bir müze haline getirildi (1935). Cami yapıldığında kapatılan mozaik ve duvar freskleri temizlenerek ortaya çıkarıldı. Yakın dönemde de, yeniden (1987-1988), Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan mahzenin duvar kalıntıları ortaya çıkarıldı.

    Ayasofya’da, güney galerisinin ardında 30 000 kitaplık bir kütüphane vardır. Iznik çinileriyle süslü olan bu ek yapı, Osmanlılar döneminde yapılmış (1 739 1742), ayrıca Türk mimarlığının en seçkin örneklerinden birini oluşturan bir şadırvan ile (1740), muvakkithane ve sıbyan okulu eklenmiştir. Ayasofya dikdörtgen biçiminde, kareye yakın planlıdır. Mihrapla birlikte boyu 80,9 m, eni 70 m’dir. Orta kesimde yükseklik 24,3 m’dir. Dört büyük fil ayağına dayanan kubbenin çapı 33 m’dir. Kubbenin yerden yüksekliği 55,6 m’yi bulur.. Yapının bütün ağırlığını 107 sütun taşımaktadır. Bunların çoğu yeşil somaki mermerden, bir bölümü de vişne rengi Mısır porfirindendir. Alttaki sekiz yeşil somaki sütun, Efes Artemis tapınağından getirtilmiştir. Geri kalan bütün mermerler, Marmara adaların dandır. Ayasofya genel görünümü, çizgilerindeki uyumu, orantılarıyla, kendinden sonraki bütün kubbeli yapıları etkilemiş olan gerçek bir mimarlık başyapıtıdır. Ayrıca iç süslemeleri, mozaikleri, freskleriyle, insanlıktarihinin en büyük yapıtlarından birini oluşturur.

    Ayasofya Müzesi Hakkında Bilgi.