İbn Abbas (r.a) şöyle rivayet eder: "Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) Medine'ye geldi ve burada yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını görünce onlara bunun sebebini sordu. Yahudiler şöyle dediler: 'Bugün Allah Azze ve celle'nin Musa'yı (aleyhisselam) Firavun'un taraftarlarına karşı üstün kıldığı ve kurtardığı gündür ve bizlerde bu güne hürmeten oruç tutuyoruz.' Bunun üzerine Allah Resulu (sallallahu aleyhi vesellem), 'Bizler Musa'ya (aleyhisselam) sizden daha yakınız!' buyurarak bu günde kendisi oruç tuttu ve müslümanların da oruç tutmalarını emir buyurdu. (Buhari, Savm, 69, Enbiya 22; Müslim, Sıyam, 127; Ebu Davud, Savm, 64.) Aşure gününün fazileti hakkında pek çok hadis-i şerif varid olmuştur. Cenab-ı Hak (c.c), bu günde Adem'in (aleyhisselam) tövbesini kabul buyurmuş, onu bu günde yaratmış, bu günde cennete koymuş, yine bu günde arşı, kürsüyü, gökleri ve yeri, güneşi, ayı, yıldızları ve cenneti yaratmıştır. İbrahim (aleyhisselam) bu günde doğmuş, yine bu günde Nemrut'un ateşinden kurtulmuştu. Yine Musa (aleyhisselam) ile kendisine iman edenler bu günde kurtulmuş, Firavun ve kavmi bu günde denizde boğulmuşlardı. İsa (aleyhisselam) da bu günde doğmuş, yine bu günde semaya yükseltilmiş; İdris (aleyhissalam) da bu günde yüce makamlara yükseltilmişti. Nuh (aleyhisselam)'ın gemiside bu günde cudi dağının tepesine oturmuştu. Süleyman (aleyhisselam) da bu günde büyük bir saltanat verilmiş, Yunus (aleyhisselam) da bu günde balığın karnından kurtulmuştu. Gözleri ağlamaktan görmez olan Yakup'un (aleyhisselam) gözleri bu günde görür hale gelmiş, Yusuf (aleyhisselam) da bu günde kuyudan çıkarılmıştı. Eyyüp (aleyhisselam) da yakalandığı hastalıktan yine bu günde kurtulmuştu. Yine gökten yer yüzüne ilk yağmur aşure günü düşmüştü. (bk. Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, nr. 5538; Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid, nr. 5132.) Aşure gününde oruç tutmak ümmetler arasında bilinen iyi bir adetti. Hatta denir ki: Ramazn orucufarz kılınmadan önce aşure günü oruç tutmak farz idi, Ramazan orucunun farz kılınması ile aşure günü oruç tutmanın farziyeti hükmü kaldırıldı. Resulullah (s.a.v) hicretten önce de bu günlerde otuç tutmuştu. Medine'ye gelince bu günde oruç tutma talebini tekit etmişti. Resul-i Ekrem (s.a.v) ömrünün sonlarına doğru şöyle buyurmuştu: "Eğer Allah (c.c.) izin verir de gelecek sene yaşarsam, Muharremin dokuzuncu ve onuncu günleri mutlaka oruç tutacağım!" (Müslim, nr. 1134) Fakat ertesi yıla kavuşmadan o yıl içinde en yüce dosta kavuştu.