Aşure günü oruç tutmanın fazileti

Konusu 'Mübarek Günler ve Geceler' forumundadır ve Lasey tarafından 29 Eylül 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Aşure günü oruç tutmanın fazileti

    İbni Abbas (r. anha)'dan rivayet edildiğine göre Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) aşûre gününde oruç tuttu ve oruç tutmayı tavsiye etti.” (Buhârî, Savm 69; Müslim, Sıyâm 127, 128.)

    Ebu Katade (r. anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'e aşûre günü tutulan orucun kıymeti soruldu; o da:

    “Geçmiş bir senenin günahlarına kefâret olur” buyurdu. (Müslim, Sıyâm 197. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 54; Tirmizî, Savm 48; İbni Mâce, Sıyâm 40.)

    İbni Abbâs (r. anha)'dan rivayet edildiğine göre Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurdu:

    “Gelecek seneye kadar yaşayacak olursam, muharrem ayının dokuzuncu günü oruç tutarım.” (Müslim, Sıyâm 134. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 41.)

    Dilimizde aşure günü diye bilinen muharrem ayının onuncu (âşûrâ) günü, nafile oruç tutma günlerindendir. Yukarıda zikrettiğimiz üç rivayet, aşure gününde tutulacak orucun faziletini açıklamaktadır.

    1. hadiste, Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) aşure günü orucu ile ilgili olarak hem fiilî hem de sözlü sünneti haber verilmektedir. Çünkü Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), muharremin 10. günü hem kendisi oruç tutmuş hem de o gün oruç tutmalarını ashabına tavsiye etmiştir.

    2. hadis, Allah Resulüne (s.a.v) sorulan sorulara verdiği cevapları içeren uzunca bir hadis-i şerifin son kısmında yer almaktadır ve aşure günü orucunun geçmiş bir senenin günahlarına kefaret olacağı müjdesini vermiştir. Yukarıda geçtiği gibi arefe günü orucunun aşure günü orucundan daha faziletli olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü arefe orucu hem geçmiş hem de gelecek birer yılın günahlarına kefarettir.

    3. hadis, aşure günü muharremin 10. günü olmakla beraber, aşure günü orucu diye tutulacak olan orucun sadece o gün tutulmaması, ondan önceki 9. gün ile beraber tutulması gerektiğine işaret etmektedir. Zira Resul-i Ekrem (s.a.v)'e yahudilerin ve hıristiyanların sadece 10. güne tazim ettikleri, bu nedenle o gün oruç tuttukları haber verilince, “Eğer gelecek seneye kadar yaşarsam dokuzuncu gün oruç tutarım” buyurmuştur. Ancak Allah Resulü gelecek senenin muharrem ayından önce vefat etmiş, muharremin 9 da oruç tutamamıştır. Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v), muharrem ayının onuncu günü oruç tuttuğu bilinmektedir. Dokuzuncu günü oruç tutmayı arzu ettiği de bu hadiste görülmektedir. Bu nedenle Müslümanların aşure orucunu muharremin 9. ve 10. günlerinde tutmaları müstehaptır. Hz. Peygamber’in sünnetine tam anlamıyla uygun olan tavır budur. Zira Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in niyet ettikleri de ümmet için sünnet sayılır.

    Muharrem ayının 10. günü kaynaklarda işaret edildiğine göre birçok peygamberin hayatında önemli ve olumlu olayların gerçekleştiği bir gündür. Ne yazık ki, İslam tarihinde Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in sevgili torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi de bu güne tesadüf etmiştir. Hicretin 61. yılında vuku bulan bu acı olay, bütün Müslümanlar için büyük üzüntü nedeni olmuştur.

    Tabiatıyla aşure orucunun bu acı olay ile hiçbir alakası yoktur. Aşure orucunun bu olay ile irtibatlandırılması yanlıştır ve böyle bir niyetle oruç tutulması bid’at olur.