Soru Ashabı kiram kimlerdir?

Konusu 'İslam büyüklerinin hayatları' forumundadır ve Lasey tarafından 24 Aralık 2015 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Ashab-ı Kiram efendilerimiz, Arap lisanının eksiksiz inceliklerini bildikleri gibi Kur’an ayetlerinin indiriliş nedenlerini, hadislerin nerede, hangi hadise üzerine buyurulduğunu ve dini hükümlerin dayandığı delilleri herkesten daha iyi bilirlerdi.

    İctihadın şartlarına tamamen sahiptiler. Allah Azze ve celle, Kur’an-ı Kerim’de onları medhetmiş, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), hadis-i şeriflerinde onların dinin eminleri ve hidayet yıldızları olduklarını bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’i ve hadis-i şerifleri Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) “Burada bulunan, bulunmayana tebliğ etsin” emrine uyarak onlara hayırlı halef olan tabiine tebliğ etmişlerdir.

    Allah Azze ve celle, Ashab-ı Kiram’ı dinin yayılması husûsunda Habib-i Ekrem’ine dost ve refik kılmıştır. Onlar da bu büyük nimetin değerini bilerek i‘la-i kelimatullah (dini yayma) uğrunda mal ve canlarını feda etmişlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz’in de beyan buyurdukları üzere Ashab’ın hepsinin Allah Azze ve celle'nin rızasına nail oldukları kat‘i deliller ile sabittir.


    Ashab-ı Kiram’ın ve Tabiin’in faziletini ve İslam’a olan hizmetlerini ret etmek kadar cehalet ve nankörlük düşünülemez. İslam dininin koruyucusu ve de yayıcısı olan o zatları hata ile itham eden sapık fırkalar acaba din ve mezheplerini ne vasıta ile dinin sahibi Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.) isnat edebileceklerdir? İşte bu hakikatlere binaen Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır…” buyurmuşlar ve kurtuluşa erecek yegane fırkayı da “Onlar benim ve Ashabım’ın yolu üzere olanlardır” diye beyan etmişlerdir. (Mevahibü’r-Rahman fi-Menakıb-ı İmam-ı A‘zam)