ARRAF Sözlükte "bir şeyi bildirmek" anlamındaki a-r-f kökünden türemiş bulunan arraf kelimesi bir terim olarak herkesin farkına varamayacağı gizli ve karmaşık olan hususları doğuştan sahip bulunduğu bir kabiliyetle hisseden, kazandığı deneyimlerle de gelecek hakkında önceden tahminlerde bulunan kimse demektir. Arrafın gelecekle ilgili verdiği haberlerin bir kısmı doğru çıksa da her söylediğinin gerçekleşmesi mümkün değildir. Zira bu haberler kesin bilgi vasıtalarının değil, bazı zan ve tahminlerin ürünüdür. Geçmişe ait verdiği bilgiler ise daha çok soru soran kimsenin psikolojik ve fizyolojik yapısından elde ettiği ipuçlarına dayanmaktadır. Hz. Peygamber'in geçmiş milletler içinde Peygamber olmadıkları halde tahminleri gerçekleşen muhaddesûn denilen kimseler bulunduğunu ve ümmetinden böyleleri varsa Ömer'in bunlardan biri olması gerektiğini (Buharî, Fezailü's-sahabe, 6) bildiren hadisinde geçen muhaddes ile arrafı kastettiği kabul edilmektedir. Kahîn ve arrafa giderek onların söylediklerini tasdik edenlerin Muhammed'e indirilene inanmamış sayılacaklarını, kırk gün namazlarının kabul edilmeyeceğini ve cennete giremeyeceklerini" (Müslim, Selam, 125; Ebû Davûd, Tıb, 21) bildiren hadislerde arraf, kahin ile eş anlamlı kullanılmış ve gaybı bilme iddiaları reddedilmiştir.