Annenin çocuğun üzerinde terbiyesinin önemi nedir

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 29 Ağustos 2012 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Annenin çocuğun üzerinde terbiyesinin önemi nedir



    Çocuğun terbiyesinde en büyük iş anneye düşer çünkü annenin hem çocuğuyla birlikte geçirdiği zaman daha fazladır hem de onun sahip olduğu duygu ve his dünyası babaya göre çok daha ileridir. Dokuz ay hamilelik süreci geçiren, bin bir sıkıntıyla onu dünyaya getiren, iki yıl onu bağrına basıp emziren, altını değiştiren, besleyip büyüten annenin babaya göre çocuğu üzerindeki etki ve tesiri elbette çok daha fazla olacaktır. Bediüzzaman Hazretleri’nin şu tespitleri meselenin ehemmiyetini göstermektedir: “Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle, ben kendi şahsımda kat’î ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum: Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım hâlde, kasem ediyorum ki en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki o dersler fıtratımda, âdeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakîkatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.”
    Kadınların bu konumunun farkında olan zatlar, onların eğitimine büyük önem vermişlerdir zira kadınlar çocuk terbiyesi konusunda eğitimli, bilinçli ve şuurlu oldukları takdirde gelecek nesillerden ümitli olabiliriz. Konuyla ilgili bir tesbit şu şekildedir: “Ruhları aynalar gibi parlak, fotoğraf makineleri kadar süratli kayıt yapan çocukların ilk mektepleri, kendi haneleri, ilk terbiyecileri de anneleridir. Annelerin sağda solda harcanmadan iyi birer terbiyeci olarak yetiştirilmeleri, bir milletin varlığı ve bekâsı için en mühim bir esastır.”Batılı bir düşünür ise meselenin önemine şu cümleleriyle dikkat çeker: “Kadınlar doktor, avukat yahut profesör olmak için değil, kendi çocuklarını üstün vasıflı insanlar olarak yetiştirmek için yüksek bir terbiye almalıdır.”Şimdi de Habib-i Kibriya Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) lâl u güher beyanlarını dinleyelim:“Evinde çocuğunun terbiyesi ile meşgul olup oturan kadın, cennette benimle beraberdir.”
    Fukaha çocuğun belli bir yaşa kadar yetiştirilip terbiye edilmesini “hidane” başlığı altında ele almışlardır. Boşanma durumunda bu hakkın anneye ait olduğunu ifade eden fukaha, çocuğun terbiyesini anneden başka üstlenecek kimsenin bulunmaması hâlinde annenin bu işe zorlanabileceğini ifade etmişlerdir. Bunun gerekçesi ise terbiyeden mahrum kalan çocuğun zarar görmesini engellemektir. Hatta böyle bir durumda anne kendisine zaten vacip olan bir işi yerine getirdiğinden ücret de talep edemez.
    Çocuklarının beslenmesinde, giyim kuşamına oldukça hassas ve titiz olduğu hâlde onları terbiye-i İslâmiye ile yetiştirme mevzuunda ihmalkârlık gösteren anneler nasıl bir yanlışın içinde olduklarından habersizdirler. Hâlbuki bir annenin en büyük görevi çocuklarına iyi bir muallime ve mürebbiye olabilmek ve onları geleceğe hazırlamaktır. Anneler bunun idrakinde olmalı ve çocuk terbiyesinin, gezmelerinden, günlerinden, nakış ve çeyizlerinden, evlerinden daha önemli olduğunu unutmamalıdırlar.
     
    Son düzenleme: 23 Şubat 2014