Allah'ın Takdirine Rıza Göstermek Allah'ın takdirene rıza göstermek de sabır gibi imanın derecesinden dir. Sabır takdire boyun eğmek, ve ona karşı kötü tepki göstermekten alıkoymaktır. Rızâ ise, onu içtenlikle kabullenmek ve sahip çıkmaktır. Nefse ağır gelen ve acı veren musibetlere rızâ göstermek iki sebepten dolayıdır. Bunlardan birisi, Allah Teâlâ'nın istediğini nefsin istediğine tercih etmek, birisi de musibetin sevabını geçici bir rahatlıktan üstün tutmaktır. Rıza bu olduğu için, bazı kimselerin, "Küfür ve günahlar da Allah (c.c.) takdirleridir. Onun için, bunlara da rıza göstermek, onları da hoş görmek ve onlara karşı emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayı terk etmek gerekir." demeleri, bazılarının da, musibetlere karşı duâ etmemek ve meşru sebeplere tevessül etmemek gerektiğini söylemeleri yanlıştır. Dini yanlış anlamaktan da sakınmak gerekir. Çünkü din diye yanlış anlaşılan şey din değildir. Ancak dini doğru anlamak da o kadar kolay değildir. Eğer dini doğru bir şekilde anlamak kolay olsaydı, Allah Rasûlü (s.a.s), amcası Abdullah İbni Abbas için, "Allah'ım! Onu dinde âlim kıl ve ona dini doğru öğret." (Muttefekun aleyh) diye duâ etme ihtiyacını duymazdı ve şu duayı yapmazdı: "Allah'ım! Bize hakkı hak olarak bildir ve ona uymayı nasip et. Bâtılı da bâtıl olarak bildir ve ondan sakınmayı nasip et." Rızâ'nın Fazileti ve Hakikati nelerdir? Rızâ, Allah (c.c.) kuldan razı olması ve kulun O'ndan razı olması diye ikiye ayrılır. Ancak, bu iki rızâ türü birbirinden ayrılmazlar. Çünkü Allah c.c) kuldan razı ise, kul da O'ndan razı olur. Bunun aksi de doğrudur. Yani, kul Allah (c.c.) razı ise, Allah (c.c) da kendisinden râzıdır. Onun için, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Allah onlardan râzıdır. Onlar da Allah'tan râzıdırlar." (Beyyine) Bir âyette de: "Allah'tan razı olmak en büyük amel, Allah’ın razı olması ise en büyük mükâfattır." (Tevbe, 72) denilmiştir. Rızâ’nın fazileti hakkında Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Allah (c.c.)cennet ehline görünür ve onlara şunu söyler: 'Ben size verdiğim sözü yerine getirdim; nimetimi üzerinizde tamamladım ve sizi ikram yurdu olan cennete yerleştirdim. Bundan sonra benden ne istersiniz?’ Cennet ehli: 'Rabbimiz! Bizden razı olmanı isteriz.’ derler." (Ebu Ya'lâ, Bezzâr, Taberânî) "Ne mutlu o kimseye ki, İslâm’a hidâyet edilmiş, rızkı kifayet miktarı verilmiş ve kendisi buna rızâ göstermiştir." "Bir kul rızkın azı ile Allah (c.c.)razı olursa, Allah Teâlâ da amelin azı ile ondan razı olur." "Allah (c.c.) bir kulunu sevmek istediği zaman, onu (varlık veya yoklukla) imtihan eder. O bu imtihanı şükretmek, sabır ve rızâ göstermek suretiyle kazanırsa, onu sever." "Ümmetimden bir taife, kendilerinden hesap sorulmadan cennete gönderilirler. Melekler onlara, 'Ameliniz neydi?’ diye sorunca da şöyle derler: "Biz halvette iken de Rabbimize karşı günah işlemekten sakınırdık ve O'nun bize takdir ettiği rızka rızâ gösterirdik." (İbnu Hibban) "Ey fakirler! Fakirliğinizin sevabını almak istiyorsanız, rıza gösterin." (Geçti) "Allah (c.c.) sizden razı olmasını istiyorsanız, siz de O'ndan razı olunuz." (Hâkim) "Allah c.c.) buyurdu ki: Kaderi ben takdir ettim; tedbiri ben tayin ettim ve bunları ben istedim. Kim bunlara rızâ gösterirse, ben de ondan razı olurum. Kim kızgınlık gösterirse, ben de ona kızarım." (Taberanî)