Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Beled suresinde, servetini nefsinin istekleri için adeta saçıp savuran, bunu bir cömertlik yahut mala mülke kıyabilme yiğitliği diye takdim edip gururlanan varlıklı insan tipi kınanır. Çünkü o, bütün iddiasına rağmen Allah Azze ve celle'nin doğrusunu da eğrisini de tarif buyurduğu yollardan “sarp geçit” diye nitelenen doğrusuna yönelmeyi göze alamamıştır. Surede, insanın önündeki biri doğru biri eğri iki yoldan doğru olanı betim edilmektedir ve bu yol nefse ağır gelen mükellefiyetleri sebebiyle aşılması zor sarp bir geçide benzetilir. Sonra yolun mükellefiyetleri şöyle sıralanır: -Köle azat etmek, (kişinin azat etmesi gereken ilk köle, nefsinin tasallutundan kurtulmak suretiyle, kendisidir.) -Darlık zamanlarında aç kalmış yoksullar ile yakını olan yetimlere yedirmek, -İman etmek, -Müminler olarak birbirlerine sabır ve merhamet tavsiyesinde bulunmak. Surenin sonuna doğru bu mükellefiyetleri yerine getiren kimselerin ahirette amel defterleri sağından verilen cennetlik kullar olacağı müjdelenir.