İnsan, kendi yaşantısıyla ilgili sebeplerden dolayı kendisine ve çevresine zarar verebilen bir varlıktır. Eski zamanlarda insanların neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt ve idrak edebilecek kapasiteleri yoktu. Bu sebeplerden dolayı Allah yolundan uzak dünyalarda bulunuyorlar, hayatlarını Allah’ın varlığından bihaber geçiriyorlar ve yaşamları sona eriyordu. Peygamberler sayesinde insanların hayatlarındaki bu belirsizlik, onların ruhlarındaki eksiklik giderilmiş ve insanlara doğru yol olan Allah’ın yolu gösterilmiştir. Peygamberler sayesinde insanlar ne şekilde yaşamaları gerektiğini, hayatlarını sürdürürken nelere dikkat etmeleri gerektiğini ve onları yaratan yüce gücün onlardan ne gibi isteklerinin olduğunu, onun yolladığı elçiler sayesinde öğrenmişlerdir. Peygamberler insanlara doğru ve iyi olanı öğütlemiş, kötü olanı onlara yasaklamıştır. Bunu da insanlara ahiret inancını anlatarak desteklemiştir. Peygamberler olmasaydı insanlarda toplum olma bilinci oluşamazdı. Kimse ne günah, ne sevap bilmediği için hayatını sadece kendisini düşünecek şekilde bir karanlık içerisinde geçirirdi. Sadece kendisini düşüneceği için de hayatı boyunca birçok güzel duygudan mahrum kalmak zorunda kalırdı. Bu sebepten dolayı bu insanların yaşayacağı toplum düzeni de uygun olmayan bir düzen olacağı için çeşitli toplumsal sorunlar ortaya çıkardı. Peygamberin olmadığı bir düzen içerisinde fakir daha da ezilir, zengin daha da ezer bir biçimde hayatını sürdürürdü. Peygamberlerin dünyada var olması ile birlikte her türlü kesimden insan aykırı olmamayı, erdemli bir insan gibi hayatını sürdürmeyi öğrenme fırsatı yakalamıştır.