Alevilik Nedir? Kime Alevi Denir?

Konusu 'Genel Bilgiler' forumundadır ve saadet tarafından 21 Kasım 2016 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    Alevilik

    Hazret-i Ali ile Peygamber efendimizin kerîmesi hazret-i Fâtıma’nın temiz sülâlesi. Alevî, Arabca bir kelime olup, Ali’ye mensup, Ali’ye âid mânâlarına gelir.

    Peygamber efendimizin nesli, kızı Fâtıma’nın oğulları Hasan ve Hüseyin ile kıyamete kadar devam edecektir. Hazret-i Hasen ile Hüseyn’in çocuklarına Abbasîler devrine kadar Alevî denilmiştir. Abbasîler zamanında ve daha sonraları ise; hazret-i Hasen’in soyundan gelenlere şerîf, hazret-i Hüseyn’in soyundan gelenlere de seyyid denildi. Doğan çocukların seyyid veya şerîf olduğu tesbit edilip, kayıtlara geçirildi. Böylece, ileride ortaya çıkacak bir karışıklığa, yalancı alevîlere meydan verilmedi. Bu işlerle ilgilenmek için husûsî vazifeliler tâyin edildi.

    Abbasîler zamanından îtibâren Osmanlıların sonuna kadar seyyidlerin şecerelerini tutan müesseseler vardı. Osmanlılar zamanında bu müesseseye nakîb-ül-eşrâflık denirdi. Osmanlılar, bu hususta dikkatli ve çok titiz davrandılar. Seyyidlere ve şerîflere çok alâka ve hürmet gösterdiler. Ehl-i sünnet âlimleri, bunları sevmenin Peygamber efendimizi sevmek olduğunu; sevgilerinin de son nefeste îmân ile gitmeye sebeb olacağını bildirdiler. Ehl-i sünnet îtikâdında olanlar, seyyid ve şerîfleri canlarından çok sevdikleri gibi; Peygamber efendimizin temiz Eshâbının hepsini de aynı şekilde severler.

    Hazret-i Ali’ye sevgi ve bağlılık iddiasıyla ortaya çıkan siyâsî bâzı fırkalar da, alevî ismini kendilerine siper olarak kullandılar. Zamanla bu fırkalar, hakîkî alevîleri unutturdular. Râfizî, karmatî, hurûfî gibi, Eshâb-ı kiram düşmanlığı yapan siyâsî gayeli fırkalar, temiz insanlara kendilerini hep alevî olarak tanıttılar. Târihin çeşitli devirlerinde, ortaya çıkan bu fırkalara, Ehl-i sünnet âlimleri eserleri ile, sultanlar da devlet gücü ile irşadda bulundular.