Alaüddin-i Attar kısaca hayatı Alâüddin-i Attar hzleri, Buhara´da yetişen en büyük evliyadandır Silsile-i aliyyenin (10)altıncısıdır Asıl ismi Muhammed bin Muhammed Buhari?dir babası vefat edince, oğullarına miras olarak çok fazla mal kaldı Fakat Alâüddin hiç miras kabul etmeyip, Şah-ı Nakşibend Muhammed Behaeddin-i Buhari?ye talebe olmayı tercih etti Gidip halini arz etti ve talebeliği kabul buyurulmasını istirham eyledi Behaeddin Buhari hazretleri ona nazar edip, "Evladım bizim yolumuzda mihnet ve sıkıntı çoktur Dünyayı ve nefsini terk edebilecek misin?" buyurunca, hiç düşünmeden, "Yapmaya hazırım efendim" dedi Alâüddin, soylu ve tanınmış bir aileye mensup olmasına rağmen, kibirlenmeden, kardeşlerinin mahallesinde, bağıra bağıra elma sattı Ertesi gün hocasının huzuruna gelerek, "Emirlerinizi yerine getirmeye çalıştım efendim" dedi Hocası, (Bugün de kardeşlerinin dükkanı önünde satacaksın) buyurdu "Peki efendim!" diyerek, ağabeylerinin dükkanı önünde bağıra çağıra elma satmaya başladı Ağabeyleri, "Bizi elâleme rezil etme, para lazım ise, istediğin kadar verelim, mirasından da fazlasını al, fakat bu işi bırak" dediler Onları hiç dinlemeyip elma satmaya devam etti Ağabeyleri, "Madem satacaksın, bizim dükkanın önünde satma!" dediler O yine dinlemedi Hakaretler ederek, onu dövdüler Fakat o, hiçbir şeye aldırış etmedi Hocasının emrine uymaya devam etti Ertesi gün hocası, Artık bu iş tamam diyerek elma satışı işini bıraktırdı ve onu talebeliğe kabul buyurdu "Hocam beni kabul edince, onu çok sevdim ve sohbetlerinden ayrılamayacak hâle geldim Bir gün bana, Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim?" buyurdu Bu aciz hizmetçiye iltifat ederseniz, o da sizi sever dedim Az bekle! buyurdu Bir müddet sonra, kalbimde ona karşı sevgiden eser kalmadı O zaman, Sevginin kimden olduğunu anladın mı buyurdu. Talebeliğe kabul edilince, canla başla hizmet etti Talebelerin arasında parmakla gösterilenlerden oldu Hocası onun derecesinin çok yüksek olduğunu bildiği için, bir gün hanımına, Kızımız ergenlik çağına erince haber ver buyurdu Kız büluğa girince, hocası, talebesi Alâüddinin odasına gitti Eski bir hasır üzerinde kitap okurken gördü Başının altına koyduğu bir tuğlasından başka bir şeyi yoktu Hocası, Eğer kabul edersen, büluğa gelmiş bir kızım var Seninle evlendireyim buyurdu Alâüddin, Büyük lütuf buyurdunuz Fakat görüyorsunuz, hiçbir şeyim yok) dedi Hocası, (Kızım sana takdir edilmiştir Rızkınızı da, Allahü teâlânın göndereceği bildirilmektedir) buyurdu Bir müddet sonra evlendiler Behaeddin-i Buhari hazretleri, talebeleri ile kıra çıkmıştı Yolda bir nehirden geçiyorlardı Nehir yeni yağan yağmurlarla taşıp kabarmış, ağaçları kökünden söküp gidiyordu Hocaları Alâüddin atla buyurdu O da, hemen nehrin içine atladı Sularda kayboldu Talebeler şaşkınlık içinde idi Ancak hocalarına bir şey soramadılar Hocaları, kır gezisinden akşam üzeri geri dönerken, köprünün yanına gelince, Bir eksiğimiz var mı diye sordu Talebeler de, Evet dediler Hocaları elini uzatarak "Alâüddin gel" buyurdu Alâüddin nehirden çıktı Elbiseleri bile ıslanmamıştı Hocaları, (Bakın, nehir, kökleri sağlam olmayan bütün ağaçları söküp gidiyordu Fakat Alâüddin´in kökü sağlam olduğundan onu götürmedi) buyurdu Maksada ancak hocanın, rızası ile erebilir Talebeye, bütün işlerini hocasına bırakmak düşer Hocasının yanında bir tercihi olmamalı Allah adamları ile sohbet aklı artırır, onları görmek için iki günü geçirmemelidir Vefat edince, rüyada gördüler Allahü teâlanın bize verdiği nimetler çoktur En küçüğü şu ki Kabrimin kırk fersah ikiyüzkırk km uzaklığına defnedilmiş olan müslümanların, şefaatim ile affolunacağı bildirildi buyurdu