Aklı kullanmak ve ilim öğrenmekle ilgili hadisler

Konusu 'Hz.Muhammedin hadisleri' forumundadır ve saadet tarafından 11 Eylül 2018 başlatılmıştır.

  1. saadet

    saadet Moderatör Admin

    Aklı kullanmak ve ilim öğrenmekle ilgili hadisler

    Hz. Peygamber (s.a.v.) İlim öğrenmeyi birçok hadisinde teşvik eden bu konuyla ilgili
    şöyle buyurur:
    “Kim ilim için yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler,
    hoşnutluklarından dolayı ilim talebesine kanatlarını serer. Sudaki balıklara varıncaya kadar
    yer ve gök ehli âlim kişinin bağışlanması için Allah’a yakarır. Âlimin âbide (ibadet edene)
    üstünlüğü, (parlaklık, görünürlük ve güzellik bakımından) ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir.
    Kuşkusuz âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak ne altın ne de gümüş
    bırakmışlardır, onların bıraktıkları yegâne miras ilimdir. Dolayısıyla kim onu alırsa büyük bir
    pay almış olur.”( Tirmizî, İlim, 19.)
    Bir başka hadiste “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir: Sadaka-i câriye
    (faydası kesintisiz sürüp giden sadaka), kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden
    hayırlı evlat.”( Tirmizî, İlim, 19.)

    buyrularak faydası devam eden bir ilim bırakan insanların öldükten sonra bile
    sevap kazanmaya devam edecekleri vurgulanmaktadır. Bu durum İslam’ın ilme verdiği değeri
    ortaya koyması bakımından son derece anlamlıdır.

    Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ilim adamlarına ve ilimle meşgul olanlara değer verdiğini şu
    örnekle açıklamak mümkündür: Hz. Muhammed (s.a.v.) bir gün mescitte iki gruba rastladı ve bu iki
    grup hakkında şunları söyledi: “İkisi de hayır üzeredir ama biri diğerinden daha üstündür. Bir kısmı
    Allah'a dua ediyor ve O'ndan bir şey istiyor. Allah onlara ister verir, isterse vermez. Diğerleri ise
    dini anlamaya ve ilimöğrenmeye çalışıyor ve bilmeyene öğretiyor. Bunlar daha üstündür.” Daha
    sonra, “Şüphe yok ki, ben de bir öğretmen olarak gönderildim.” diyerek ilim öğrenenlerin
    yanlarına oturmuş ve tercihini ilim peşinde olanlardan yana kullanmıştır. ( Dârimî, Mukaddime, 32. )