Ailede mutluluğun şifresi Atalarımız , "Gönül sevince samanlık seyran olur" demişlerdir. Yuvadaki mutluluğun şifresi; rıza, vefa, sevgi ve saygıdır, diyor bir alim. Önce şunu bilelim: Evlenen iki kişi birbirinin nasibidir. Bu nasip, Allah'ın ilminde kesinleşmiş bir taktirdir. Bu nasibe razı olmak imanın gereğidir. Ona helalinden ulaşmak farz olduğu gibi, ulaşınca hakkını korumak da farzdır. Hayırlı eş Allah'u Azze ve celle'nin kuluna özel bîr ikramdır ve hayırsız eş ise dünyanın en ağır imtihanıdır. Ailemizin saadeti onu acısıyla birlîkte kabul etmeye bâğlıdır vebu işîn temelide rızâdır. Ailede mutlu olmak için karı kocanın birbîrlerinin herşeyînden hoşlanması gerkmez koca hânımının bîr huyundan ya da durumundan hoşlanmadığı zâman onu hemen gözden ve gönülden çıkarmalıdır. Ailesine razı olan rahat eder, vefa gösterenleri Allah Azze ve celle mükâfatlandırır ve bir olaya sadece nefisle değil, aynı zamanda vicdan, akıl, insaf ve sevgiyle de bakmalıdır. Sevdiğimizi kusuru ile kabul etmek mutluluk için ilk adımdır ve hatta onun yükünü çekmek, sıkıntısına sabretmek, hatasını affetmek, onun için hayır dua etmek iyi geçim için vazgeçilmez şeylerdîr. Aslında sevginin zevki de bu çile içinde gizlidîr bir ailenin çok basit tartışmalardan dolayı birbirine kızıp küserek hemen boşanmayı düşünmeleri doğru değildîr. Bu konuda Allah'u Teala bütün aile reislerini şöyle uyarmaktadır:“Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (hemen boşamaya gitmeyin, sabredin ve şunu bilin) sizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah pek çok hayır yaratır. ” Nisâ 4/19. Aynı şeyler kadından da istenir. Kusursuz dost arayan kimse yâlnız kalır ve kusursuz insân nerede? Bir kimsenin iyi hali kötü halînden daha fazla ise o kîmse iyi insan kabul edîlir ve kusurları affedilîr. Yeter ki bu kusurlar yüce Allah’a şirk koşmak ve namusunu kirletmek gîbi kusur ve günahlardan olmasın ve bu konuda Fahri Kainat Efendimiz (s.a.v) aile reislerine şu inceliği hatırlatmıştır: “Kadın aslı itibariyle farklı yapıda yaratılmıştır, onu sürekli aynı halde tutamazsın. Onunla bulunduğu o halde geçinmeye bak. Yoksa onu istediğim gibi dosdoğru yapayım dersen kırarsın. Onun kırılması boşamaktır. (Buhârî, Nikâh, 79; Müslim, Radâ’, 59; Tirmizî, Talâk, 12;ibn Hibbân, Sahîh, nr. 4179; Ahmed, Müsned, 2/449.) Haksız ve gereksiz yere boşamak ise Allah'u Teala'nın hiç sevmeyip gazap ettiği bir iştir. Diğer hadiste şöyle buyrulur:“Mümin erkek bir kusurundan dolayı hemen hanımına kızmasın. Onun bir huyundan hoşlanmazsa hoşlanacağı ve razı olacağı başka bir huyu vardır, ona baksın.” (Müslim, Radâ’, 61; Begavî, Mesâbîhus-Sünne, nr. 2417; Münzirî, et-Tergîb, nr. 2882.) En geçîmsiz insan da dahi hoşa gîdecek bir taraf bulunmaktadır ve kâdın ya da erkek birbîrinin önce iyi târaflarını düşünmelidîr. İyi yönüne şükretmeli, kötü yönünü ise sabredip idare yoluna gitmelidîr. Eğer bir kadın namus kusuru işlemiyorsa, onun diğer davranış bozukluklarına sabredilmelidîr. Sabır ve idare ahlâkına sahip olan kimse, hem emanetne aldığı ailesîne iyi davranıp sevap alır hem de çilenin içindeki huzuru yakalamış olur.