Ahnef Bin Kays Kimdir? Ahnef Bin Kays, İslamiyet'ten önce doğdu. Asıl adı Sahr'dır. Ancak doğuştan çarpık bacaklı olduğundan Ahnef lakabıyla ünlü olmuştur. Peygamber Efendimiz [s.a.v.] zamanında Müslüman olduğu halde, mübarek yüzlerini göremediği, gönüllere şifa olan sözlerini işitemediği için sahabi olmakla şereflenemedi. Çok ilim sahibi idi. Bu hususta pekçok şey anlatılmıştır. Hz. Muhammed [s.a.v.]'in İslam'a daveti karşısında karamsar tavır takınan kabilesi Temim'i Müslüman olmaya teşvik vede ikna etti. Hz. Ömer [r.a] devrinde İran'ın fethine memur edilen orduya katıldı ve yeni kurulan Basra şehrine yerleşti, Basra'da kısa sürede kabile reisliğine yükseldi. Hz. Ömer ve bilhassa Hz. Osman devrindeki fetihler sırasında büyük başarılar gösterdi.[ 644-650] senesinde Herat, Merv, Merverruz, Belh ve bölgedeki diğer şehirleri fethetti. Sasani Hükümdarı III. Yezdicerd’in son direnişini de kırarak Toharistan'a kadar ilerledi ve bir müddet Horasan'ın bir şehrinde valilik yaptı. Onun hatırasını yaşatmak için Merverrûz civarındaki bir kaleye Kasrü'l-Ahnef, o yöredeki bir yere de Rüstaku'l-Ahnef adı verilmiştir. Ahnef Bin Kays, bu fetihlerden sonra Basra'ya döndü. Hz. Osman [r.a]'ın şehid edilmesinden sonra meydana gelen iç olaylarda Temim kabilesi reisi olarak Hz. Ali [r.a]'ın halifeliğinin başlangıcındaki hadiselere karışmadı ve Cemel Vak'ası'na iştirak etmedi. Bununla beraber onun Hz. Ali taraftarı olduğu, Temim kabilesini bu olaydan mesafeli tutarak Hz. Ali lehine önemli bir rol oynadığı ve olayları perde arkasından Hz. Ali lehine yönlendirdiği söylenmektedir. Ahnef, Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasındaki olaylarda Hz. Ali'yi açıkça destekledi ve Sıffin'de Muaviye kuvvetlerine karşı savaştı. Mesele hakemlere havale edilince hakemlik görevinin kendisine verilmesini ısrarla istedi ve Ebu Musa'nın hakemliğine şiddetle karşı çıktı. Ancak isteğini kabul ettiremedi. Ahnef b. Kays, Hz. Muaviye devrinde de nüfuz ve itibarını korudu. Muaviye'nin, oğlu Yezid'i veliaht tayin etmek istediği vakit Dımaşk'a Şama çağırarak fikirlerine müracaat ettiği şahıslar arasında o da vardı. Bu meseleyle ilgili olarak millet muvafakat ve takdirlerini belirtirken Ahnef, “Yalan söylersem Allah'tan korkarım, doğru söylersem sizden” diyerek muhalefetini ifade etmekten çekinmedi. Ahnef, Muaviye ve Yezid dönemlerinde daha çok Basra'da birbirleriyle ihtilaf halinde olan kabileleri birleştirmek için çaba sarf etti; hatta zaman zaman bu kabileler arasında çıkan silahlı çatışmaları önleyip barışı temin etmek için şahsi servetini bile harcamaktan kaçınmadı. Onun asıl maksadı birlik ve beraberliği sağlayıp ortak düşman Hariciler'le mücadele etmekti. Bu sırada Abdullah b. Zübeyr, kardeşi Mus'ab b. Zübeyr'i Irak'a vali tayin etmişti. Ahnef, Mus'ab ile samimi bir dostluk kurdu. Bu sebeple Kûfe'yi elinde bulunduran Muhtar'a karşı 67 (686-87) senesinde harekete geçen Mus'ab'ın ordusunda Temimliler'e kumandanlık etti. Aynı sene, yaşı oldukça ilerlemiş olduğu halde Kûfe'de vefat etti ve orada defnedildi. Ahnef, darbımesel haline gelecek derecede yumuşak huylu, zeki, cesur, iyilik sever ve alim bir kimse idi. Savaşlarda aldığı bir yara veya geçirdiği bir hastalık sebebiyle bir gözünü kaybetmişti. Tek oğlu Bahr'ın çocuğu olmadığı için nesli devam etmemiştir.