Ahiret İnancının Delilleri Nelerdir?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Beyza tarafından 28 Kasım 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Ahiret inancının bizim hayatımızdaki etkisi

    Kıyamet Nedir? her şey'in bir ölümü olduğu gibi, dünyanın da bir ölümü vardır. Er yada geç, bir gün mutlaka bu dünyanın, yer ve göklerin düzeni bozulacak, yerde ve gökte olanlar hep ölecektir. İşte buna Kıyamet denir.
    Ahiret gününe ve bu günde olacak hadiselere inanmanın, iman esasları içinde hususi ve mühim bir yeri vardır. Kur'an-ı Kerim'de iman esasları çok defa "Yüce Allah'a ve ahiret gününe iman" olarak özetlenir.
    Yüce Yüce Allah'ın kudret ve iradesi ile yaratılan insan, bu dünyada az yada çok yaşadıktan sonra ölecek, bedeni çürüyerek toprak olacaktır. Fakat insanın cevherini, hakiki varlığını ve üstün cihetini teşkil eden ruh, maddi olmadığı için yaşamaya devam edecektir.
    İnsanı ilk defa yoktan var eden Yüce Allah, kıyamet günü tekrar diritip yaratacak, ruhunu ona döndürerek tekrar diriltecek, bu dünyada yaptıklarından hesaba çekip ceza ve mükafatını verecektir.
    Onun için insanın, dünya hayatına inandığı ve oradaki saadetine çalıştığı gibi, ahiret hayatına da inanması ve oradaki mutluluğu için de çalışması gerekir. Aslında bu dünya bir deneme yeri, bir imtihan salonu ve ahiretin ekin mahallidir. Burada ne ekilirse, orada o biçilecektir. Bu nedenle ahiret hayatı, dünya hayatının gayesidir. İnsan dünyası için çalıştığı gibi, ebedi hayat yeri olan ahireti için, oradaki saadet ve mutluluğu için de çalışmalıdır.
    Bu ise onun ahirete inanarak Yüce Allah'ın emirlerine uyması, yasaklarından kaçması, hayırlı işleri yapması, böylece Rabbinin rızasını kazanması, yani, tam bir İslami hayat yaşaması ile mümkündür.
    Peygamberimiz bu bakımdan "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın hemen ölecekmiş gibi ahiret için çalışınız" buyurmuştur.
    ahirete imanın önemini bu şekilde belirttikten sonra, insan hayatı üzerindeki te'sirlerini de şu şekilde özetleyebiliriz:
    Yüce Allah'a ve ebediyet ülkesi ahirete iman, insanların ümidlerini yenilemek, acılarını hafifletmek ve karşılaştığı zorlukları yenmekte en büyük yardımcıdır.
    Çünkü böyle bir imana sahip olan bir kimse, bütün musibetlere sabırla karşılık verir, başına gelen felaketler karşısında ümidsizliğe düşmeden, o engelleri aşmaya şevkle ve ümidle çalışır.
    ahirete iman, insanı iki güzel vasfa sahip kılar:
    1. Bollukta, verdiği nimetler için Yüce Allah'a şükretmek,
    2. Darlıkta ise, haline sabretmek ve Rabbine isyan etmemek..
    Yüce Allah'a ve ahirete iman, insanı daima iyilik ve hayır işlemeye, şerden ve kötülüklerden kaçınmaya, ahlak ve fazilet ile zinetlenmeye, Yüce Allah'tan korkarak her işinde O'nun koyduğu İlahi ölçülere uymaya da sevkeder.
    Böyle bir iman sahibi, hiçbir işinde doğruluktan ayrılmaz. Her şey'i zamanında ve eksiksiz yapar. Nefsine, ailesine, çevresine, vatan ve milletine, hatta insanlığa karşı dürüst hareket eder. Onlara samimi olarak sevgi ve şefkat göstermeyi, faydalı olmayı, hizmet edebilmeyi kendine hayat düsturu bilir.
    Hak ve adaletten de ayrılmaz, kimseye zulmetmez. Zengin olmak istese, kötü yollara sapmaz, hile yapmaz, kimseyi aldatmaz. Malını daima hayırlı ve faydalı işlere sarfeder. Kendi hakkını bilir, başkalarının da hukukunu gözetir. Fakir ve düşkünlere yardım elini uzatmaktan zevk duyar. Kendisi için sevdiğini mü'min kardeşi için de sever. Çünkü o, ceza ve mükafat günü olan ahirete kesin olarak inanmakta, bu dünyada yapılan işlerin orada hesabının verileceğini bilmekte, her hareketini bu esasa göre ayarlamaktadır. Bu esas, ferd ve cem'iyetin hayatını düzenleyen, sulh ve huzuru te'min eden çok önemli bir faktördür.