ADİL: 1. Adaletli; hakkı gözeterek iş yapan, zulüm ve haksızlık etmeyen. (Bkz. Adalet) Cennet'te bir derece vardır ki, oraya ancak üç zümre nail olacaktır (kavuşacaktır). adil hükümdar, akrabayı ziyaret eden (kimse) , sabırlı ve çocuklarına yaptığı harcamaları başlarına kakmayan hane reisi. (Hadîs-i şerîf-Deylemî) Cennet'te öyle bir köşk vardır ki, etrafı kalelerle ve yeşilliklerle çevrilmiştir, ayrıca beş bin de kapısı vardır. Orada ancak nebî, sıddîk, şehîd ve adil hükümdar barınır. (Hadîs-i şerîf-Deylemî) 2. Îtikadı doğru olan, büyük günah işlemeyen ve küçük günaha devam etmeyen yani İslamiyet'e uymaya çalışan salih müslüman. Bid'at sahibleri yani îtikadda Ehl-i sünnetten ayrılmış olan yetmiş iki fırkanın hepsi, ehl-i kıble oldukları, her ibadeti yaptıkları halde, adil değildir. Çünkü (bunlar), ya mülhid (dinden çıkmış) olarak îmanlarını kaybetmişler, yahud bid'at sahibi oldukları için büyük günaha girerek adil olma vasfını kaybetmişlerdir. (Abdülganî Nablüsî) Eshab-ı kiramın hepsi, Resûlullah efendimizin sohbetinde bulunmuşlar ve O'na yardımcı olmuşlardır. Hepsi alim ve adil idi. (Abdülazîz Dehlevî) Ramazan-ı şerîf ayı, Ramazan hilalinin görülmesi, buna iki adil kimsenin şahidlik etmesi ve hakimin (kadının) îlan etmesi ile başlar. (Abdülazîz Hulvanî)