Abdüsselam b. meşiş’in okuduğu salavat

Konusu 'Dua hazinesi' forumundadır ve Lasey tarafından 11 Aralık 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Abdüsselam b. Meşîş Hazretleri’nin okuduğu rivayet edilen salavatın Arapçası ve Türkçe anlamı… Nebhanî, Efdal, 34

    Bu salat en faziletli tertiplerden biridir. Bu salatı ihlas ve sıdk ile okuyannın:

    Göğsü genişler,
    Belalardan Allah’ın hıfzı ile korunur,
    İlahî yardımlara mazhar olur,
    Zahirî ve batınî hastalıklardan kurtulur.

    Abdüsselam b. Meşîş Hazretleri’nin okuduğu rivayet edilen salavat…

    Arapçası:

    اللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى مَنْ مِنْهُ انْشَقَّتِ الأسْرَارُ. وَانْفَلَقَتِ الأنْوَارُ. وَفِيهِ ارْتَقَتِ الْحَقَائِقُ. وَتَنَزَّلَتْ عُلُومُ آدَمَ فَأعْجَزَ الْخَلاَئِقِ. وَلَهُ تَضَاءَلَتِ الْفُهُومُ فَلَمْ يُدْرِكْهُ مِنَّا سَابِقٌ وَلاَ لاَحِقٌ. فَرِيَاضُ الْمَلَكُوتِ بِزَهْرِ جَمَالِهِ مُونِقَةٌ. وَحِيَاضُ الْجَبَرُوتِ بِفَيْضِ أنْوَارِهِ مُتَدَفِّقَةٌ. وَلاَ شَيْءَ إِلاَّ وَهُوَ بِهِ مَنُوطٌ. إِذ لَوْلاَ الْوَاسِطَةُ لَذَهَبَ كَمَا قِيلَ الْمَوْسُوطُ. صَلاَةً تَلِيقُ بِكَ مِنْكَ إِلَيْهِ كَمَا هُوَ أهْلُهُ
    اللَّهُمَّ إِنَّهُ سِرُّكَ الْجَامِعُ الدَّالُ عَلَيْكَ. وَحِجَابُكَ الأعْظَمُ الْقَائِمُ لَكَ بَيْنَ يَدَيْكَ. اللَّهُمَّ ألْحِقْنِي بِنَسَبِهِ. وَحَقِّقْنِي بِحَسَبِهِ. وَعَرِّفْنِي إِيَّاهُ مَعْرِفَةً أسْلَمُ بِهَا مِنْ مَوَارِدِ الْجَهْلِ. وَأكْرَعُ بِهَا مِنْ مَوَارِدِ الْفَضْلِ. وَاحْمِلْنِي عَلٰى سَبِيلِهِ إِلَى حَضْرَتِكَ. حَمْلاً مَحْفُوفاً بِنُصْرَتِكَ. وَاقْذِفْ بِيَ عَلٰى الْبَاطِلِ فَأدْمَغَهُ وَزُجَّ بِي فِي بِحَارِ الأحَدِيَّةِ وَانْشُلْنِي مِنْ أوْحَالِ التِّوْحِيدِ وَأغْرِقْنِي فِي عَيْنِ بَحْرِ الْوَحْدَةِ حَتَّى لاَ أرَى وَلاَ أسْمَعَ وَلاَ أجِدَ وَلاَ أُحِسَّ إِلاَّ بِهَا وَاجْعَلِ الْحِجَابَ الأعْظَمَ حَيَاةَ رُوحِي وَرُوحِهِ سِرَّ حَقِيقَتِي وَحَقِيقَتِهِ جَامِعَ عَوَالِمِي بِتَحْقِيقِ الْحَقِّ الأوَّلِ يَا أوَّلُ يَا آخِرُ يَا ظَاهِرُ يَا بَاطِنُ اسْمَعْ نِدَائِي بِمَا سَمِعْتَ نِدَاءَ عَبْدِكَ زَكَرِيَّا وَانْصُرْنِي بَك لَكَ وَأيِّدْنِي بِكَ لَكَ وَاجْمَعْ بَيْنِي وَبَيْنَكَ وَحُلْ بَيْنِي وَبَيْنَ غَيْرِكَ الله الله الله إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لَرَادُّكَ إِلَى مَعَادِ رَبَّنَا آتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وهيئ لَنَا مِنْ أمْرِنَا رَشَداً إِنَّ الله وَمَلاَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلٰى النَّبِيِّ يَا أيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً


    Anlamı:
    “Allah’ım! Sırların ondan ortaya çıkıp yayıldığı, nurların ondan aydınlandığı, bütün hakikatlerin onda birleştiği, insana ait ilimlerin onun kalbine indiği ve böylece yaratılanları aciz bıraktığı, idraklerin onun karşısında çok küçük kaldığı, bizden gelmiş ve gelecek kimselerin idrakinin ona erişemediği, melekût bahçelerinin cemalinin çiçekleri ile güzelleştiği, ceberutun havuzlarının, onun nurunun feyzi ile dolup taştığı, – vasıta olmasaydı, varlığı vasıtanın varlığına bağlı olan olmazdı denildiği şekliyle- varlığı onun varlığına bağlı olmayan hiçbir şeyin olmadığı kimseye salat eyle. Onun varlığına öyle salat eyle ki, o salat ancak Sana layık olsun. Senden ona ulaşan, O’nun mertebesine layık bir salat olsun.

    Allah’ım! O, tüm hakikatleri kendinde toplayan ve Sana ulaştıran sırrındır. Huzurunda her zaman var olan en büyük vasıtandır.

    Allah’ım beni onun nesebine dahil et, onun sahip olduğu ahlak ile ahlaklandır. Bana onu öyle bildir ki, ben cehaletin bütün uğraklarından kurtulayım ve fazilet pınarlarından yudumlayayım. Beni onun yolu üzere, Sen’in yardımınla çepeçevre bir şekilde yine Sen’in katına yönelt. Beni batıl üzerine öyle bir indir ki ben batılı hükümsüz kılayım.” (Nebhanî, Efdal)