29 Mayıs İstanbulun Fethi İle İlgili Şiir

Konusu 'Şiir köşesi' forumundadır ve Adile tarafından 13 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    İstanbulun feti

    Aştık geçilmez dağlar üstünden
    Öyle vakur, öyle heybetli
    Vardık ot bitmeyen vadilere
    Ayağımız değdi yeşerdi!

    Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın
    Yıktı köhneliğini orta zamanın
    Zamanın karanlığı ortasında
    Şimşek örneği parlayan kılıcımız

    Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere
    Eskilik, karanlık düşüverince yere,
    Dağlar, denizler misali,
    Yol verdi gemilere!

    Sustu kulakları tırmalayan çan;
    Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!
    İbrahim Minnetoğlu

    Fetih Zamanı
    Havanın mavisinde, denizin yeşilinde
    Bir türkü, Ortaasya’dan beri duymuşuz.
    Anamızın sütünden bayraklara kadar

    Yakmış gecemizi yıldızlar
    Burçlardan yana uyanmışız.
    Bir yazı gibi tepeler alnında
    Yazılmışız, silinmişiz.

    Nur ile kuvvet ile aşk ile
    Kaderin büyüsünü bozmuşuz.
    Görmüşüz suretini güzelliğin
    Koca feleklere görünmüşüz.

    Cihanın yarısı gök;
    Önünde şehit şehit durmuşuz,
    Cihanın yarısı İstanbul
    Almışız.
    Fazıl Hüsnü Dağlarca

    Bizas göründü karşıda

    Geldik surların önüne,
    İçimizde garip bir sevinç
    Tamamlamışız vuslatın tadını
    Böyle hiç.

    Yeditepe kardeş kardeş gülümser,
    Boğaz’ın mavi rüzgârları,
    Bir esinti sarhoşluğu içinde
    İstanbul sizin der.

    Elbet bizim olacak İstanbul,
    İnanmışız,
    Denizlerden, dağlardan, ovalardan gelen
    Bu nurlu bahar içinde yıkanmışız.

    Temiz ellerimizde açacak,
    İstanbul çiçek çiçek.
    Şimdi surlar önünde dalgalanan bayrak,
    Yarın Bizans göklerine yükselecek.
    Arif Hikmet PAR