Tezekkür ve şükür

Konusu 'Manevi Hayatımız' forumundadır ve Lasey tarafından 15 Ocak 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Tezekkür ve şükür

    Bütün hayatı Allah'a adamak, "Resulüm de ki: Benim namazım ve ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabb'i Allah içindir" (En'am 6/162) ayetinde özetlenmiştir. Çünkü bütün vakitlerde övülme, sevilme ve zikredilme hakkı Cenab-ı Hakk'a aittir. Bu hak hiçbir zaman ortadan kalkmaz. Çünkü kulun her anı ayrı bir hayattır. Ve bu hayatın kaynağı Yüce Allah'tır.

    Yüce yaratıcımız, gece ve gündüzden oluşan bütün zamanları iki şey için yarattığını belirtmiştir. Biri tezekkür, diğeri şükür (Furkan 25/62). Alimler tezekküre, ilim ve ibret manalarını veriyor. İlim kainatın sahibini tanımak; ibadet ise her şeyde tecelli eden ilahi sanatı görüp kalbi yüce yaratıcıya bağlamaktır.

    Şükür, nimetin kimden geldiğini bilmek, nimet ile sevinmek ve vereni sevmektir. Şükür, kulun her şeyi ile Yüce Allah'ın mülkü olduğunu anlaması ve her an O'ndan razı olmasıdır. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), yüce yaratıcıdan gafletle geçen vakitleri hasret vakti olarak tanıtmıştır. Öyle ki cennete giren bütün kullar, sadece dünyadaki zikirsiz ve şükürsüz geçen vakitlerine üzüleceklerdir (Taberani; İbnü's-Sünni; Heysemi; Münziri.