Geçmişlerimizi Nasıl Anmalıyız? İnsan doğar, büyür ve ölür. Ölüm kaçınılmaz bir olgudur. Allah, Kur'an'da şöyle buyurur : " Her canlı ölümü tadacaktır..." ( Al-i İmran suresi, 185. ayet.) İnsana yalnızca yaşarken değil, ölümden sonra da saygı gösterilmelidir. Çünkü İslam dininde ölüm bir son ve yok oluş değil, yeni bir yaşamın başlangıcıdır. Geçmişlerimiz denilince öncelikle ölmüş olan yakınlarımız ve akrabalarımız aklımıza gelir. Ayrıca bizim için önemli işler yapmış ve ölmüş tüm büyüklerimiz de geçmişlerimizdir. Geçmişlerimiz bizlere içinde yaşadığımız vatanımızı bırakmışlardır. Bundan dolayı onları daima iyilikle anmalıyız. Uluslar, iyi bir geleceğe sahip olmak için geçmişte yaşananları iyi bilmelidirler. Atatürk'ün de belirttiği gibi " Türk çocuğu, atalarını andıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır." (Atatürkçülük,C 1,s.113.) Bugün üzerinde yaşadığımz yurt bize atalarımızın armağanıdır. Atalarımız bu güzel yurt için büyük mücadeleler vermişler, esrler bırakmışlardır. Atalarımızın bizlere bıraktığı eserlere sahip çıkmalıyız. Bu eserleri korumalıyız. Bizlere verdikleri öğütleri tutmalı, onları yaşam tecrübesiden yaralanmalıyız. Mezarları zaman zaman ziyaret ederek onlara dua etmeli, yaptıklarını hatırlamalıyız. Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: " Ölülerinizi hayırla anınız ." (İbn Mace, Cenaiz,36.) " Siz de kabiri ziyaret ediniz..." ( Müslim, Cenaiz. 106.) Ayrıca atalarımızı anmak için Kur'an, mevlit okutur ve onların hayrına yoksullara yardımda bulunuruz.
